Türkiye’de işler tam yoluna giriyor derken bir anda tepetaklak oldu. Döndük pandeminin ilk günlerine. İşin özeti, tam kapanma geldi ve yine evdeyiz.
Bilsek ki bu hastalık şu tarihte bitecek; sıkacağız dişimizi ama öyle olmuyor işte önümüzde uçsuz bucaksız bir belirsizlik…
Bu pazar (9 Mayıs) ‘Anneler Günü’. Ben ve benim gibi ebeveynleriyle aynı evde yaşamayan milyonlarca kişi annesini göremeyecek, sarılıp öpemeyecek. Varsın görüşmeyelim, annelerimiz sağlıklı olsun o bize yeter.
‘Anneler Günü’ özel sayımız için annelerinize hediye edebileceğimiz, içeriksel olarak birbirinden çok farklı üç kitap düşündüm. Derseniz ki, “Benim annem kitap okuyamıyor, gözü ağrıyor, konsantre olamıyor vs” o zaman ona bir sesli kitap aplikasyonu da hediye edebilirsiniz.
Motivasyonun Ne?
Kitaplardan ilki, ‘IKIGAI.’ Hector Garcia ile Francesc Miralles’ın yazdığı kitabın alt başlığı ‘Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam Sırrı’. ‘IKI’ Japonca’da hayat, ‘GAI’de amaç anlamına geliyor. Ikıgai felsefesinin özeti, ‘sabah kalktığınızda sizi yataktan çıkaran şeyi bulun’.
Hakikaten, güne başlama nedenimiz nedir, hiç düşündünüz mü?
İşin açıkçası, çok satanlar listesine de girmiş kitapta kopukluklar var. Şahane bir kitap diyemeyeceğim. Diyebileceğim, kolay okunan bu kitap belki de her sabah yataktan kalkmak için sebep arayıp da bulamayanlara motivasyon kaynağı olabilir.
Takma Kafana
İkinci kitap ‘Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı’ (The Subtle Art of Not Giving a F*ck).
Mark Manson’ın yazdığı kitabın adı sizi yanıltmasın, yazar size ‘hiçbir şeyi kafaya takma’ demiyor. Takacaksın tabii ama bununla nasıl başa çıkacağını da bileceksin. Hiçbirimiz kusursuz değiliz, hiçbirimiz her durumla başa çıkabilmeye mecbur da değiliz. Kitabın yazarı, Stoacı felsefeden etkilenmiş. Yani başınıza gelenler değil, sizin onlara verdiğiniz tepkidir sizi oluşturan. Kitabı okuyunca şu hisse kapılıyor insan, “Ay ne yapayım, ben mi getirdim pandemiyi ben mi kökünü kurutacağım… Değiştiremeyeceğim bir gerçeklik için kendimi perişan edemem!”
Ne diyor Manson kitapta: ‘Mutluluğun nedenini aramaya başlarsanız asla mutlu olamazsınız, yaşamın anlamını ararsanız asla yaşayamazsınız.”
Gözüm Üzerinde
Üçüncü kitap, yatıp kalkıp halimize yine de şükretmemizi sağlayacak 1984 (Nineteen Eighty Four).
George Orwell’in yazdığı ve ilk basımı 1949’da yapılan bu alegorik politik roman, dünyada hala en çok satanlar listesinde. Faşist baskıcı iktidarların eleştirisi olan 1984, Okyanusya adlı ülkede Big Brother adlı diktatörlük rejimini anlatıyor. Rejimin korku, propaganda ve insanları manipüle etme gücü sayesinde 7/24 gözetlediği vatandaşlarının zihnine girme hikayesi, Winston ve Julia’nın aşkı etrafında anlatıyor. Eğer bu rejime karşı çıkar, kuralları çiğnerseniz daha önce yaşayıp yaşamadığınız bile bilinmeyecek kadar her yerden siliniyorsunuz. Şaka değil hatıralarınızı bile siliyorlar. Big Brother’in parti sloganı ise ‘Savaş barıştır, Özgürlük köleliktir, Cahillik güçtür’.
Bu kitap mutlaka okunmalı.