
Zamana ve dublörlere meydan okuyan Tom Cruise’ın yıldızı küresel olarak ilk Top Gun filminde parladı. Görevimiz Tehlike film serisiyle İngiliz ajan 007’ye rakip oldu ve kimi zaman onu geçti de. Yaşamı ve kariyerini yönetmekte bir usta kabul ediliyor. Reddettiği iyi gişe yapan filmler oldu ama kabul ettiği yanlış projesi hiç yok.
Bazı insanların bir tür görünmez dokunulmazlık zırhı oluyor. Bazı insanların bir tür görünmez ama varlığı sıcak bir yaz günü gibi hissedilen ışığı… Hepimiz yıldız tozundanız ama bazılarının güneşi sanki içlerinde hâlâ canlı ve parlıyor. Tom Cruise adıyla bilinen Thomas Cruise Mapother IV onlardan biri… Bu yıl filmlerinin gelirleri 13.3 milyar doları aşarak onu tüm zamanların en çok kazanan aktörü yaptı. Hollywood’da gişesi garanti anlamına gelen ‘bankable star’lar arasında her zaman yerini korudu. Hem kazanan hem de yapımcısına kazandıran bir aktör…
YOKSUL AİLE, DAYAKÇI BABA
Hem anne hem de baba tarafından İngiliz, Alman ve İrlandalı atalara sahip olan Tom Cruise, 3 Temmuz 1962’de New York’ta doğdu. Elektrik mühendisi bir babanın ve özel gereksinimli çocuklara öğretmenlik yapan bir annenin Katolik terbiyesiyle yetiştirilen bir çocuğuydu. Çocukluğu yoksulluk ve şiddet içinde geçti. ‘Kaos tüccarı’ ve ‘zorba’ olarak tanımladığı babasından yaşamının en büyük dersini aldığını söyler. Bir insan nasıl olurda sizi hem sakinleştirip güvende hissettirir hem de en beklenmedik anda tokadı atardı? Babası, hayatta ters giden her şeyin acısını şiddet yoluyla çocuklarından ve karısından çıkaran türde bir adamdı.
Babası Kanada Silahlı Kuvvetleri’nde savunma danışmanı olarak çalıştığı için çocukluğunun bir kısmı Kanada’da geçti. On dört yılda toplam on beş okula gitti. Dramayla ilk kez dördüncü sınıfta tanıştı. Altı çocukla birlikte Carleton İlkokulu drama festivalinde doğaçlama bir performansla ilk kez sahneye çıktı.
İLAHİYATTA KARİYER PLANI
Cruise altıncı sınıftayken annesi, babasını terk etti ve çocuklarını alarak ABD’ye döndü. O sıralar Katolik kilisesinin bursuyla Cincinnati’deki St. Francis İlahiyat Okulu’na giden Cruise, Fransisken tarikatında rahip olmayı planladı. Yeniden taşındıkları için okuldan ayrıldığını söylese de gerçekte bir arkadaşıyla içki içerken yakalanınca gitmeleri istenmişti. Lise son sınıf öğrencisiyken Amerikan futboluna ilgi duydu ancak bira içerken yakalandığı için takımdan atıldı. Bir yandan dramaya ilgisi de sürüyordu. Okulun Guys and Dolls yapımında rol alarak yeteneğini sergiledi. 1980’de New Jersey’deki Glen Ridge Lisesi’nden mezun oldu.
On sekiz yaşına basınca annesinin ve üvey babasının onayıyla oyunculuk kariyeri inşa etmek üzere New York’a taşındı. New York günleri garsonluktan öteye geçemeyince Los Angeles’a gidip seçmelere katılmaya karar verdi. CAA ile anlaştı ve filmlerde oynamaya başladı. Sonsuz Aşk filminde küçük bir rolle 1981 yılında sinema kariyerine başladı.
KAMERA ‘IŞIĞINI’ GÖRDÜ
Tom Cruise aynı yıl Taps filminde çılgın bir askeri akademi öğrencisi rolüne seçildi. Bu yardımcı rolde arka plan oyuncusu olacaktı ancak kamera onun ışığını görmüştü bir kere. Yönetmen Harold Becker, genç oyuncunun yeteneğinden etkilenince rolünü genişletti.
1983 yılında Francis Ford Coppola’nın The Outsiders filminde yıldız oyuncularla birlikte boy gösterdi. All the Right Moves (1983) ve Risky Business (1983) kariyerinde kırılma yaratan filmler oldu. Ridley Scott’un Legend (1985) filminde başrol oyuncusu oydu. Ve 1986 yılında onu süperyıldızlığa taşıyan filmi Top Gun tüm dünyada yankı uyandırdı. O kamerayı kamera da onu seviyordu.



Yakışıklı yurtsever asker de oldu Görevimiz Tehlike film serisinin cevval ajanı da. Aklını yitirip rüyalara dalan âşık da oldu karısını aldatma motivasyonuyla gizi tarikatların ayinlerine sızan doktor da. Hollywood’un ikonik yönetmenleriyle, yapımcılarıyla çalıştı. Tehlikeli aksiyon sahnelerinde dublör kullanmadı, kendi oynadı. 63 yaşında olmasına rağmen son Görevimiz Tehlike filminde yine oradan oraya atladı, zıpladı, uçağın tekerine tutundu ve gönülleri fethetti.
İKİSİ EVLATLIK ÜÇ ÇOCUK
Belki şanslıydı ama kariyer yönetimini asla şansa bırakmadı. Medya ile ilişkilerinde her zaman mesafeliydi ama hiçbir ilişkisi, ayrılığı skandala dönüşmedi. Scientology tarikatı üyesi olması, tarikatın son evliliğini ve hatta son boşanmasını teşvik ettiği dedikoduları hep vardı. Evet çok konuşuldu ama krizleri yönetmeyi hep bildi.
Evlilik demişken… Mimi Rogers (1987-1990), Nicole Kidman (1990-2001) ve Katie Holmes (2006-2012) ile evlendi. Son evliliğinden Suri (2006) isminde bir kızı oldu. Isabella Jane ve Connor isimlerinde iki de evlatlık çocuğu bulunuyor.
Dört kez Oscar’a en iyi erkek oyuncu dalında aday gösterildi ama kazanamadı. Başka pek çok ödülü oldu ama!
Iron Man rolü ilk ona teklif edilmişti ama her nedense bu rolü kabul etmedi. Canlandırdığı neredeyse ‘süper kahraman’ olabilecek karakterlerin oyuncaklarının yapılmasını istemedi. Milyarlarca dolar büyüklüğe sahip bu piyasada olmayı reddetti.
Her zaman kendi anlayışı ve tarzı oldu. Kırmızı çizgilerini belirgin çekti ve oyunun kurallarını kendi koydu.