Jane Goodall: Gezegenin Her Sakininin Arkadaşı / Demet Cengiz

Ormanlar kralı Tarzan yanlış Jane ile evlenmişti. Tarzan kurmaca bir kahraman değil de gerçek bir insan olsaydı hem insanların hem de doğanın dostu, şempanzelerin arkadaşı Jane Goodall’un peşinden giderdi. Sadece şempanzelerin mi? Gezegenin kendisinin ve tüm sakinlerinin arkadaşı Dr. Jane Goodall…

Dame Valerie Jane Morris Goodall, 3 Nisan 1934’te İngiltere’nin başkenti Londra’da doğdu. İşadamı bir baba ile takma isimle roman yazan bir annenin kızı olarak dünyaya geldi. Babası çocukken ona oyuncak ayı yerine Jubilee adında doldurulmuş şempanze oyuncağı hediye etmişti. Annesinin arkadaşları oyuncağın küçük kızı korkutacağını, kabuslar görmesine neden olacağını söylemişti ama öyle olmadı. Şempanzelere karşı duyduğu derin sevginin temeli atılmıştı. Çocukken okuduğu Tarzan ve Doktor Dolittle’ın Hikayesi gibi kitaplar da hayvan ve doğa sevgisini pekiştirdi.

Ailesi Bournemouth’a taşınınca Uplands Okulu’na gitti. Liseyi bitirdikten sonra eğitimine devam etmedi.

KENYA’DA BÜTÜN HAYATI DEĞİŞTİ

Jane Goodall 20’lerinin ortalarında Kenya’da bir arkadaşının çiftliğine gitti ve Kenyalı arkeolog ve paleontolog Louis Leakey ile temas kurdu. Louis Leakey bir şempanze araştırmacısı ararken Goodall sadece hayvan haklarıyla ilgili konuşmak istiyordu. Leakey, Goodall’a sekreteri olmasını önerdi. Daha sonra hem eşi hem de araştırmalarını ortak yürüttüğü Mary Leakey’in onayını alarak Goodall’u şimdi Tanzanya sınırları içiresinde yer alan Olduvai Geçidi’ne gönderdi ve burada planlarını açıkladı. Goodall’un yeterli eğitimi yoktu ancak doğal bir yeteneği ve Louis Leakey’in hemen fark ettiği bir potansiyeli vardı.

1958’de Leakey, Goodall’ı Osman Hill ile primat davranışlarını ve John Napier ile primat anatomisini incelemesi için Londra’ya gönderdi.

Jane Goodall, 1960’ta bir hayvanın alet kullandığını raporlayan ilk kişi oldu. David Greybeard adını verdiği erkek şempanze bir sopayla höyükten termit karıncaları çıkarıyordu. İnsan dışında bir canlının alet kullanacak kadar zeki olduğu ilk kez kayıtlara geçmiş oldu. Louis Leakey, eğitimsiz Goodall’un potansiyeli hakkında haklı çıkmıştı.

CAMBRIDGE’DE LİSANSSIZ DOKTORA

Jane Goodall’un araştırmaları hayvanlar alemine dair çığır açıcı bilgiler sağlıyordu ve çok ses getiriyordu. Louis Leakey’in sağladığı maddi destekle, üniversite mezunu olmamasına rağmen 1962’de Cambridge Üniversitesi’ne girdi. Bir üniversite diploması olmadan Cambridge’de doktora yapmasına izin verilen sekizinci kişiydi. Etoloji alanında doktora derecesi almak için Cambridge’deki Newnham Koleji’ne gitti. Özgür Yaşayan Şempanzelerin Davranışı üzerine yazdığı tezini 1966’da tamamladı ve Gombe Rezervi’ndeki beş yıllık çalışmalarını ayrıntılarıyla aktardı.

Evrim biliminin geleceğinin şekillenmesinde Dr. Jane Goodall’un yaptığı gözlemler belirleyici oldu. Güçlü aile bağları kuran, bölgeleri için gerekirse savaşan hayvanlara farklı bir gözle bakılmasını sağladı. Deyim yerindeyse insanın doğaya karşı egosantrik bakış açısını sarstı. Çalışmaları hem bilim dergilerinde hem de popüler dergilerde yer buldu. 1965 yılında National Geographic dergisinin kapağında yer alarak primatların duygusal ve sosyal yaşamlarına dikkat çekti.

ALAYCI ERİL BİLİM DÜNYASI

Dr. Jane Goodall, hayvanlar alemini araştırırken onlara isim koyuyor, ‘arkadaşım’ diye hitap ediyor, yakın ilişkiler kuruyor ve yavrularıyla oynayıp güreşiyordu. Pek çok belgeselde onun hayvanlarla kurduğu yakın ve sıcak ilişkiye yer veriliyor, bu ilişkiyi gören çocukların ve yetişkinlerin gözünde adeta bir kahramana dönüşüyordu. Dönemin erkek bilim insanları ise bu yakınlığı alaya alarak onu değersizleştirmeye çalışıyordu. Hayvanlara ve doğaya yaklaşımı değiştirdiği gibi Goodall, alanında erkeklerin kadın bilim insanlarına bakışını da kökten değiştirdi. Deyim yerindeyse hepsini alaşağı etti hem de onlara laf yetiştirmeden sadece işini sevgiyle ve tutkuyla yaparak, o çok sevdiği şempanzelerle oynaşarak.

Genç ve meraklı bir kadın olarak girdiği ormandan bir aktivist olarak çıktı ve bütün yaşamını doğanın ve hayvanların korunması üzerine kurdu. Hayvanat bahçelerinde tutulan ve bilimsel araştırmalarda kullanılan şempanzelerin serbest bırakılması için çabaladı. İklim değişikliğine dikkat çekti ve doğal alanların tahrip edilmemesi için sesini çıkardı. 1977 yılında kurulan Jane Goodall Enstitüsü, şempanzeleri korumak için çalışmalarını sürdürüyor, hayvanlar ve çevreye fayda sağlamak amacı günden projeleri destekliyor.

UMUT DAİMA VAR VE OLMALI

Yeni bir yok oluşun tam ortasında olduğumuza dikkat çeken Goodall, “Umut daima var ve olmalıdır. Umut insandadır” demişti. Herhalde umut ediyor olmasa son nefesini verene kadar çabalamazdı. 1 Ekim 2025 günü, Kaliforniya’da doğal bir ölümünle 91 yaşında dünyaya veda etti. Vefatından bir hafta önce New York’ta bir röportaj için sahneye çıkmıştı. Son ana kadar hem çalıştı hem de seyahat etti. Kaliforniya’da bulunmasının nedeni de 3 Ekim’de gerçekleşecek bir etkinlikte konuşacak olmasıydı. Bir röportajında 1986’dan beri aynı yatakta üç haftadan uzun süre yatmadığını söylemişti.

Gözlemleriyle insanların şempanzelerle yakın akrabalığını ortaya koydu. Bilimde devrim yaptı. Doğanın ve hayvanların yılmaz bir savunucusu oldu. Birleşmiş Milletler, ölümünün ardından yaptığı açıklamada gezegenimiz ve tüm sakinleri için yorulmadan çalıştığını, insanlık ve doğa için olağanüstü bir miras bıraktığını söyledi. Bu dünyadan bir Jane Goodall geçti. Sadece şempanzelerin değil gezegenin ve tüm sakinlerinin arkadaşı Jane…