30.01.2025
Tıbbi tarafta pandemiyi atlattık, şimdi önümüzde ne var diye düşünürken bu kez salgın dijital taraftan geldi. Sosyal medyada geçirilen saatlerin tıp dünyasında karşılığı olmasa da hem duygusal hem zihinsel olumsuz etkileri modern dünyada karşılığını buluyor. Yeni trend kelimemiz ise “Beyin Çürümesi”
“Beyin çürümesi”, özellikle önemsiz veya zorlayıcı olmayan çevrimiçi içeriklerin aşırı tüketiminin bir neticesi. Kişinin zihinsel ya da entelektüel durumunun bozulması şeklinde de ifade edilen beyin çürümesinin, özellikle sosyal medyada aşırı miktarda düşük kaliteli çevrimiçi içerik tüketmenin etkisiyle ilgili endişeleri ifade etmek için kullanıldığı belirtiliyor. Bazı uzmanlar, sosyal medyanın aşırı kullanımından kaynaklanan nörolojik problemler sebebiyle bu kavramın literatüre girdiği konusunda ortak görüş sergiliyor. Araştırmacılar sosyal medya platformlarının ve benzer dijital mecraların idealize edilmiş yaşamlar ve olağanüstü hikayeler sunarak bireyleri gerçek hayattan uzaklaştırdığını, gereksiz sosyal kıyaslamaya yol açtığını, yetersizlik hissine neden olduğunu söylüyor. Bu durum mükemmeliyetçilik baskısına zemin hazırlarken öz saygıyı ve psikolojik sağlığı da olumsuz etkileyebiliyor. Oxford Sözlüğü’nün geçtiğimiz yıl “Yılın Kelimesi” olarak seçtiği beyin çürümesi teriminin kullanım sıklığının ise 2023 ile 2024 arasında %230 arttığı ifade ediliyor.
Dijital Dünyanın Beyin Üzerinde Etkileri
Odaklanma güçlüğü, hafıza problemi, mental yorgunluk gibi durumlar beyin çürümesinin belirtileri arasında gösteriliyor. Duygusal dalgalanmalar da beyin çürümesinin semptomları arasında yer alıyor. Günde onlarca bildirim, sosyal medya içerikleri ve kısa videolar, beynimizin odaklanma yetisini zayıflatıyor. Beynimizin hipokampus adı verilen hafıza merkezinin yeterince çalıştırılamaması da zamanla zayıflamasına ve işlevini kaybetmesine neden oluyor. Gece geç saatlerde ekran başında geçirilen süre de beynin dinlenme aralığını kısaltıyor. Bunun neticesinde zihinsel yorgunluk artırıyor. Sosyal medya yüz yüze iletişimin yerini tutmuyor. Beyin, gerçek sosyal etkileşimden gelen dopamin ve oksitosin hormonlarından mahrum kalıyor. Bu da zamanla yalnızlık hissine ve depresyona neden olabiliyor.
Beyin Çürümesinden Korunmanın Yöntemleri
Gün içinde dijital cihazlardan belirli sürelerle uzak kalmak gerekiyor. Örneğin, uyanmadan önce ve uyumadan önce telefon kullanmamaya özen göstermek faydalı olabiliyor. Aynı anda birçok işi yapmaya çalışmak yerine tek bir işe odaklanmak da önem taşıyor. Böylelikle beyin, derin odaklanma moduna alınarak hem verim artıyor hem de zihinsel yorgunluk azalıyor. Beyin sağlığını korumanın en iyi yollarından birini de düzenli egzersiz yapmak oluşturuyor. Uzmanlar, özellikle doğada yapılan yürüyüşlerinin zihni açtığını; dopamin ve endorfin salınımıyla mutluluğu artırdığını ifade ediyor. Beyin çürümesini engellemenin yollarından bir diğeri de sağlıklı bir uyku düzeninden geçiyor. Günde en az 7-8 saat kaliteli uyku almak, beynin dinlenmesi için hayati önem taşıyor.
İlk kez 1854 yılında kullanılan beyin çürümesi (Brain rot) terimiyle günümüz dijital dünyasının ve özellikle sosyal medyanın beynimiz üzerindeki olumsuz etkileri kastediliyor. Bir başka deyişle bu etkiye maruz kalan beynin çürüme riski artıyor. Fakat bu tehdidin bilincinde olup bazı temel önlemler almak, zihinsel sağlığın korunmasında rol oynayabiliyor. Teknolojiyle bilinçli bir ilişki kurmak, beyin sağlığının uzun yıllar korunmasında önem taşıyor.