Zihin, insanın yaşadıklarını algılamasını sağlayan bir yazılımdır.
İnsan, yaşam denilen bu oyunu zihni aracılığıyla algılar ve anlamlandırır. Zihniyle algıladığı hayata tepki verir. Böylece deneyimlediği hayat sonucunda ortaya çıkan davranışları, bu davranışlara sebebiyet veren duyguları, duyguları oluşturan düşünceleri ve düşüncelerin temelinde yer alan inançları şekillenir. Bu inançların temelinde ise zihin kodları bulunur. Zihin kodları, hayatta sorgulamadan kabul edilen; toplumun, ailenin, çevrenin oluşturduğu ve doğru sanılan ezbere kalıplardır.
Bu kalıplar genellikle “Bu böyle olmalı”, “Bu doğrudur”, “Şu yanlıştır”, “Böyle yapmak iyidir” veya “Kötüdür”, “Hayatın gerçekleri vardır”, “İnsan böyle olmalı”, “Çocuk şöyle yetiştirilmeli”, “Gelin dediğin böyle olmalı” gibi binlerce dualiteye, zıtlığa, genellemeye ve anlamsız kurala dayanır. Oysa çoğu kişi şu basit soruyu sormaz: “Hımm, öyle mi? Kime göre, neye göre?”
Üç boyutlu yaşadığımız bu evrende, zihninde derinleşmemiş, düşünmekten kaçınan, kolaya kaçan insanın bakış açısı genellikle iki boyutludur. Onun için bir şey ya iyidir ya kötü, ya doğrudur ya yanlıştır. Oysaki insan hayatına, sonsuz olasılıklar yasası gereği, her olayın ve durumun binlerce farklı etkileşimi, katkısı ve yansıması vardır. Neye ve kime göre iyi ya da kötü diyeceğiz?
Mesela çaresizlik duygusunu ele alalım. İnsan böyle bir durumla karşılaştığında genellikle çok üzülür ve bunalır. Bunun kötü bir şey olduğunu düşünür. Ancak aslında bu duygu, insanın gelişiminde paha biçilmez bir değere sahiptir.
Toplumsal bilincin bize dayattığı kalıpların içinden kişi, sorgulayarak geçmezse; anlamsız, faydasız duyguları deneyimler. Öfke, nefret, korku, kaygı gibi duygularla dolu bir hayat sürer. Ben buna “Drama FM” diyorum.
Peki, sorgulamadan hayatı deneyimleyen bir insanın zihnindeki savaş sona erer mi? Zihninde sürekli kavga, gürültü hâkimken; çevresini durmaksızın yargılayan biri hayatını verimli yaşayabilir mi? Sorunlardan, sıkıntılardan kurtulup gerçek mutluluğu ve sevgiyi deneyimleyebilir mi?
Kişi, zihninde derinleşerek faydasız zihin kodlarının içinden geçebilir, yani kendi yazılımını değiştirebilir. Bu da kendini bilmekle mümkündür.
Selam ve sevgilerimle.
Yazan: Ufuk Kara