Apple Siri, Google Assistant, Amazon Alexa ve Microsoft Cortana… Tüm bu saydıklarımız dijital sektörün dev oyuncuları tarafından hayatımıza giren sanal asistanlardan en popüler olanları. Hikayenin başlarında oldukça yapay gelen ses tonuyla sorduğumuz bazı basit soruları cevaplamışlardı. Gene de oldukça şaşırmıştık ve keyiflenmiştik. Şimdi geldiği noktada ise artık ses tonlarını bir insanınkinden ayırt edemez durumdayız. Yapay zeka ile harmanlanan altyapıları sayesinde oldukça karmaşık sorulara hayal edemeyeceğimiz cevaplar veriyorlar. Evet onlar artık hayatımızdaki sanal yardımcılarımız ve gün geçtikçe daha da hayatımızın içine girip öngöremediğimiz becerilere kavuşacaklar.
Sanal asistanlar yaygın olarak akıllı cihazlarımızın içinde yer alıyor. En popüler akıllı cihaz üreticilerinin hemen hemen hepsinde bir sanal asistan hizmeti var. Genelde bir sesli komut kalıbı ile seslendiğinizde aktive olup size cevap veriyor. Örneğin ‘Hey Siri, bugün hava nasıl?’ diye seslendiğinizde cümlenizin ‘Hey siri’ ile başladığını algıladıktan sonra ona seslendiğinizi anlayıp hava durumu bilgisini size sesli olarak cevap veriyor.
Sanal asistanlar aynı zamanda basit sorular dışında farklı komutları anlayıp uygulayabilecekleri şekilde eğitilebiliyorlar da. Örneğin ev otomasyon sisteminiz ile ilişkilendirip ‘klimayı çalıştır’ gibi komutları uygulayabilmesini sağlayabiliyorsunuz. Şimdi şunu hayal edelim. Apar topar evden çıkacaksınız ve vapura yetişmeniz gerekiyor. ‘Ok Google, İzmir vapur saatlerine sorar mısın, Bostanlı vapuruna yetişebilir miyim?’ diye soruyorsunuz. Sanal asistan, Google dışında başka bir yazılım firmasının yazmış olduğu ‘İzmir vapur saatleri’ asistan eklentisine komutunuzu aktarıyor. Eklenti sizin lokasyonunuza en yakın vapur iskelesinden Bostanlı’ya kalkacak en erken vapuru tespit ediyor, kalan süreyi ve iskeleye olan uzaklığınızı baz alarak yetişip yetişemeyeceğinizi hesaplıyor ve asistana iletiyor. Asistan da bunu sesli olarak size aktarıyor. Nasıl? Heyecan verici değil mi?
Google bir süre önce I/O konferansında yeni Duplex teknolojisini tanıttı. Duplex bir süredir Google’ın üzerinde çalıştığı bir teknoloji. Henüz ayak sesleri yavaş yavaş duyuluyor. Yakında tümüyle hayatımıza girecek. Temel kapsamda bir kuaförü veya bir restoranı telefonla arayarak sizin adınıza randevu alan bir teknoloji. Şu an için sadece randevu alabiliyor ama ilerde bundan çok daha fazlasını yapabilecek. Duplex’in herkesi hayran bıraktıran yanı detaylarda gizli. Konferans sırasında gösterilen demoda, bir kişi sanal asistandan kuaförünü arayarak randevu almasını istedi. Hangi gün hangi saatler arasında uygun olduğunu belirtti. Sanal asistan isteği Duplex’e iletti. Bundan sonrası herkesin tüylerini diken diken yapacaktı. Duplex kuaförü aradı. Konuşmaya başladığında onun bir sanal robot mu yoksa insan mı olduğunu ses tonundan ve konuşmasından ayırt etmek imkansıza yakındı. Konuşma sırasında ‘aaaaa’, ‘hmm-hmmm’ gibi ses tonlamaları yapıyordu. Karşı tarafın söylediklerini anlayıp yorumlayıp cevap verebiliyordu ve bunu bir insanın düşünüp karar verme süresi kadar kısa sürelerde yapıyordu. Bu sebeple de verdiği tepkiler ve cevaplar bir insanınkinden ayırt edilemez düzeydeydi. Bir insan ile bir sanal robotun yaklaşık 1-2 dakikalık telefon görüşmesi sonrasında Duplex randevuyu almayı başardı. Bu demo aslında teknolojinin nerelere gideceğinin ayak sesleriydi. Ne söylediğinizi anlayan, yorumlayan ve karar veren teknolojilerin hayatımızı değiştireceği günler çok uzakta durmuyor. ‘Boston Dynamics’ tarafından yürütülen ve kusursuza yakın fizik dinamiklerinde yürüyen koşan tırmanan robotlarla, insansı konuşan karar veren cevaplayan bu teknolojiler harmanlandığında neler olacağını düşünmek oldukça heyecan verici.