Bahar Belki de Büyük Bir Olayın Müjdecisi… ?

Aşkın habercisi olan bahar aslında düğünlerin de habercisidir… Son yıllarda açık hava düğünlerinden sıkça gördüğümüz rustik bohem teması ve tabii buna uygun bir mekan, düğünün en çok arananları listesinde belki de ilk sırada yer alıyor.

Bağ düğünü trendine yurt dışında da çok rağbet var. Dünyanın en güzel bahçeleri, en doğal manzaraları, şarap ve peynirin en güzeli ile gastronominin ustalarını buluşturan Toskana, Provence, Loire vadisi, Normandiya, Cote d’Azur doğal düğün platoları haline gelmiş durumda.

Bu pastoral düğünlerden filmler de ilham alıyor.  Letters to Juliet ( Juliet’e Mektuplar) filmindeki bağ düğünü sahnesinin yaşattığı sıcaklık…. Tolga Çevik ve Ezgi Mola’nın başrollerini paylaştığı Patron Mutlu Son İstiyor filmindeki yine bağ düğünü hayali kurdukları sahne…

Çiftlerin en büyük arayışı sıradanlıktan uzaklaştıkları, dış dünyadan soyutlanıp sadece bu mutlu günü yaşayacakları bir mekan…

Bağ düğünü için bir çok alternatif olsa da temelde tercih edilmelerinin belli başlı sebepleri var.

Atmosfer

Gün batarken şehrin ışıklarında kaybolan güzellikleri ay ışığı ile yakalamak.

Geniş Alan

Doğal dekorların içinde hem nikah hem yemek alanını ayırabilmek, konukları sanki farklı mekanlarda ağırlıyor hissi vermek.

Lezzet

Harika bir düğüne eşlik edecek doğal yiyecek ve içecekler. Uçsuz bucaksız bir yeşillik ve gün batımından daha güzel bir dekor olabilir mi?

Manzara

Düğünün ardından elimizde kalacak tek şey fotoğraflar.

Sınırsız müzik

Saat sınırlaması olmaksızın eğlence ve sabahın ilk ışıklarına kadar after party.

Otopark

Park yeri bulma sorunu hem zaman hem sabır kaybı.

İşte size böyle bir bağ düğününü gerçekleştirebileceğiniz bir yer…

Tanrıça kenti Metropolis topraklarında kurulu bir bağda göz alabildiğine uzanan, asma yapraklarıyla çevrelenmiş, rustik bir atmosfere sahip olan Lucien Arkas Bağları’ndaki LA Mahzen belki de tam aradığınız mekan?

İzmir’in Torbalı ilçesi yakınlarında sadece son 20 yılda yapılan kazılarla ortaya çıkarılan, yamaca kurulu muhteşem bir antik kent duruyor. Metropolis’i besleyen bir su kemeri ve tümülüs kalıntısı da içinde barındıran Metropolis’in ününe yaraşır mahzeni ile dünyanın en iyi mahzenleri arasına adını yazdırdı bile.

LA Mahzen, gelin ve damadın düğün öncesi hazırlıklarını yaptığı odalarla onlara konfor sağlarken nikah, ardından yemek ve son olarak da after party ile unutulmaz düğünlere imza atıyor. Hava ister güneşli olsun 600 kişilik açık alanda, isterse yağmurlu 270 kişilik kapalı alanda tüm etkinliğin aynı yerde gerçekleştirildiği LA Mahzen’de programa yetişmeye çalışmak yerine tüm gecenizi tek bir mekanda rahatça geçirebiliyorsunuz.

Profesyonel şefler tarafından hazırlanan zengin menüsü ve spesiyalleri ile misafirlerine benzersiz bir hizmet sunan LA Mahzen, yemekli düğün alternatifi dışında yalnızca kokteyl ile de farklı zevklere hitap ediyor. Deneyimli şeflerinin başlangıç ve ara sıcağın ardından ana yemek ile taçlandırdıkları, tatlıyla biten özel menüleri sayesinde bu özel günün lezzetiyle de hafızalarda yer etmesine tanık olacaksınız.

LA Mahzen’in şehrin karmaşasından uzak olmasının bir başka avantajı da müzik. Saat 24:00’te çoğu yerde bitmek zorunda olan eğlence burada After Party ile devam ediyor. Aracı ile gelmeyi tercih eden misafirler ise park yeri bulma sorunu yaşamadan LA Mahzen’in geniş otoparkından yararlanıyor. Size de minimum 6 ay öncesinde rezervasyonunuzu yaptırıp rüya gibi bir düğünün tadını çıkarmak ve deneyimlemek kalıyor.