Birleşmiş Milletler’in her yıl iklim değişikliğiyle mücadele için düzenlediği Taraflar Konferansı (COP), bu yıl 29’uncu kez 11-22 Kasım tarihleri arasında Bakü’de gerçekleşti. COP29’da ülkelerin küresel sera gazı emisyonlarını azaltma hedefleri, iklim finansmanı, karbon piyasaları, adil geçiş mekanizmaları görüşüldü. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres “İklim finansmanı hayır işi değildir, bir yatırımdır. İklim eylemi tercih değil, bir zorunluluktur.” sözleriyle zirvenin ana gündemini vurgulamış oldu.
İklim Finansmanı: Beklentilerin Gerisinde
COP29’da gelişmekte olan ülkeler için yıllık 1,3 trilyon dolarlık finansman hedefinin yalnızca 300 milyar dolarlık kısmı için gelişmiş ülkelerden taahhüt geldi. Bu fark, karbon nötr projelere erişimi zorlaştırarak küresel emisyon azaltım çabalarını sekteye uğratabilir. Adil finansal destek, özellikle küresel emisyonlara daha az katkıda bulunup en ağır etkileri yaşayan ülkeler için acil ve elzemdir.
Karbon Piyasalarının Güçlendirilmesi: Paris Anlaşması 6. Madde
Paris Anlaşması’nın 6. Maddesi kapsamında karbon ticareti kurallarının netleştirilmesi ve şeffaflık standartlarının güçlendirilmesi ile ilgili COP29’da anlaşmaya varıldı ve neredeyse on yıldır devam eden müzakereler sonuçlandı.
Kayıp ve Zarar Fonu: 2025 Yılında Devreye Girecek
Geçen sene COP28’in en önemli kazanımlarında biri olarak öne çıkan “Kayıp ve Zarar Fonu” (Loss and damage fund), gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğinin getirdiği hasar ve kayıplarla mücadele etmeleri için finansal destek sağlamayı amaçlıyor. COP29’da fonda bugüne kadar toplanan $730 milyon üzerindeki tutarın 2025 başından itibaren projelere aktarılacağı belirtilse de bu meblağ gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler tarafından yeterli bulunmuyor.
İki günlük gecikmeyle 24 Kasım’da son bulan COP29’un gündemini iklim finansmanı kaplarken, fosil yakıtlardan çıkış ve emisyon azaltımlarına dair eylem planlarına yeterince değinilmediği de dikkat çekti.