Francis: Merhamet devrimi isteyen komünist Papa / Demet Cengiz

Papa Francis, geçirdiği uzun hastalık döneminin ardından 88 yaşında gözlerini yumdu. Bazı açıklamaları nedeniyle ‘komünist’ olarak anılan Papa Francis; yaşamı, görevi ve hatta ölümüyle tevazuun ne büyük bir erdem olduğunu gösterdi.

Arjantinli Jorge Mario Bergoglio, Papa Francis (Franciscus) ismini alarak 2013 yılında 1 milyarı aşkın üyesi bulunan Katolik Kilisesi’nin lideri oldu. Papalık görevine gelişi bile sıra dışıydı. 2005 yılında Papa XVI. Benedictus ismini alarak Katolik Kilisesi’nin başına geçen Alman Joseph Alois Ratzinger, çeşitli nedenlerle emekli oldu. Böyle ifade edilse de papalık makamında istifa veya emeklilik aslında söz konusu değil. Ölüm değil de geri çekilme nedeniyle papalık seçimi 600 yıl sonra ilk kez gerçekleşmişti. Papa XVI. Benedictus, 2022 yılında vefat edene kadar papalık makamında fiilen iki papa vardı. Francis aktif, Benedictus ise geri çekilmiş Papa idi.

Karakteri ve uygulamalarıyla dikkat çeken Arjantinli Jorge Mario Bergoglio’yu yani 266’ıncı Papa ‘Francis’i yakından tanıyalım.

HEM İTALYAN HEM ARJANTİNLİ

Papa Francis 1936 yılında Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te doğdu. Arjantinli kimliği önde ve ilk Latin Amerikalı papa olarak anılsa da aslında o bir İtalyan… Babası Arjantin’e yerleşmiş bir İtalyan göçmen ve annesi İtalyan göçmen bir ailenin kızı olarak Buenos Aires’te doğmuş.

Eğitimi ve ruhban hayatı oldukça ilginçti. Kimya teknisyenliği eğitimini tamamlayıp ruhban okuluna girdi. Arjantin ve Şili’de beşeri bilimler ve felsefe eğitimi aldıktan sonra liselerde edebiyat ve psikoloji öğretmenliği yaptı. Teoloji eğitimi tamamlayıp 1969’da rahip olarak atandı. 1973 yılında ise Cizvit tarikatının Arjantin lideri oldu.

Papalık makamına oturan Amerika kıtasından ve Cizvit tarikatından gelen ilk kişiydi ve neredeyse 1300 yıl sonra ilk kez Avrupa kıtası dışından bir papa seçilmişti.

YAŞAMDA DA ÖLÜMDE DE TEVAZU

Francis ismini seçen ilk papa olarak da dikkat çekti. Bu isim fakirliği seçen Aziz Francis’ten geliyor. Gösterişsiz, sade, mütevazı hayat vurgusu başlarda samimiyetsizlik kuşkusu yaratsa da son nefesini verene kadar alçakgönüllü bir yaşam sürdürerek samimiyetini kanıtladı.

Avrupa’nın son monarşisi olarak gördüğü Vatikan’da ‘imparator papa’ olmaktansa ‘insan papa’ ve ‘halktan biri’ olmayı seçti. İlk balkon konuşmasında önceki papalardan farklı olduğunu gösterdi; gösterişli pelerini, kırmızı ayakkabıları ve altın haçı yoktu. Papalık Sarayı yerine Santa Marta Misafirhanesi’nde kalmayı tercih etti. Papaların yüzyıllardır kullandığı yazlığı saraya benzettiği için müzeye dönüştürdü.

Papaların gömüldüğü Vatikan’ın görkemli Aziz Petrus Bazilika’sına değil çok daha mütevazı bir mabet olan Meryem Ana Kilisesi’ne gömülmeyi vasiyet etmişti. Öldüğünde hiçbir mal varlığı olmadığı ortaya çıktı. Üstelik papalık maaşına da hiç dokunmamıştı.

REFORMİST Mİ PAZARLAMA DEHASI MI

Papa Francis’i kimileri bir reformcu olarak gördü kimileri ise bir pazarlama dehası. Yapıp ettiklerinden bazılarını hatırlayalım, hakkıyla karar verelim.

* Bir papadan beklenmeyen davranışlar sergiledi. Her pazar duasından sonra halktan kendisi için dua istedi. Onun dönemine kadar sadece tersi olmuştu.

* Her papanın sınandığı en zor konu kuşkusuz kilisedeki cinsel tacizler ve pedofili skandallarıdır. Bu konularda pek çok kez af diledi ancak yaptıkları her zaman yeterli bulunmadı. Cinsel taciz vakaları ile bunları örtbasa yeltenenlerin ihbar edilmesi zorunluluğunu getirdi. ABD’de pedofiliyle suçlanan Kardinal Theodore McCarrick’i istifaya zorladı. Şili’de cinsel tacizleri örtbas etmekle suçlanan Piskopos Juan Barros’yu hakkında delil olmadığını gerekçesiyle savundu ancak daha sonra hata yaptığını kabul edip görevden aldı. 

* Eşcinsellik, boşanma ve doğum kontrolü gibi hassas konularda kilisenin buyurganlığını eleştirdi. Özel hayat ve cinsel yaşamlara takıntılı kilise fikrine karşı çıktı. En büyük günahların bedene değil ruha ait olduğunu söyledi.

* Eşcinsel bir kişi Tanrı’yı arıyorsa ve iyi niyetliyse, ben kimim ki onu yargılayayım” dedi. Boşananlar, yeniden evlenenler gibi kural dışı çiftlerin de dışlanmamasını resmî belgelerle garanti altına aldı.

* Kilisede herkese yer olduğunu, herkese yer açmak gerektiğini savundu.

* Kürtajın cinayet, bunu yapan hekimlerin de kiralık katil olduğu fikrinde ise ısrarcıydı.

* Sosyal adaletsizliğe ve kapitalizme eleştiriler getirmesiyle ve uygulamalarıyla ‘komünist papa’ olarak anıldı.

* Çevre ve iklim konularında duyarlı davrandı.

* Göçmenlere kucak açılması çağrısı yaptı (İlk ziyaretini göçmen trajedisi yaşanan Lampedusa adasına yapmıştı).

* Kâh hastaları kucaklayan kâh mahkumların ayaklarını öpen Papa Francis, dünyanın merhamet devrimine ihtiyaç duyduğunu söylüyordu.

* Bakanlık seviyesine bir kadını getirme cesareti gösterdi.

* Dini meclis toplantısını kadınların da yer aldığı sivillere de açtı.

* Roma Divanı denilen Vatikan yönetimini yeniden düzenledi.

* Vatikan’a şeffaflık getirecek düzenlemelere gitti.

* Küçük ama zengin devletin ekonomisini şeffaf ve soruşturulabilir hâle getirdi.

* Hem Hristiyanlığın diğer mezhepleriyle hem de diğer dinlerle diyalog kurdu.

* Rusya-Ukrayna savaşında gecikerek de olsa Rusya’yı kınadı.

* Gazze’de yaşananları ‘soykırım’ olarak nitelendirdi.

İZNİK HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİREMEDİ

Papalık makamına seçildikten bir yıl sonra İstanbul’u ziyaret edip İstanbul Rum Patriği Bartholomeos ile görüşmüştü. Sultan Ahmet Camisini dönemin Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile ziyaret etmiş, camide dua etmişti.

20 Mayıs 2025’te tekrar Türkiye’ye gelerek Patrik ile birlikte İznik’i ziyaret edecekti. Bu ziyaret 325 yılında yapılan ve Hıristiyanlığın temelini oluşturan Birinci İznik Konsili’nin 1700. yıl dönümüne denk geliyordu.

Papa Francis, son olarak ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ile görüşmüştü. Paskalya yortusunun ardından beyin felci geçirerek yaşamını kaybetti.

Onun ardından Katolik Kilisesi reformist tutumuna devam mı edecek yoksa muhafazakar kanat tekrar dümenin başına mı geçecek? Her ne olursa olsun Papa Francis’in ardından Vatikan’da hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.