Dekarbonizasyon Yolculuğumuz: Pervane Retrofiti ve Scrubber Teknolojileri
Karbon ayak izimizin %98 gibi önemli bir bölümünü oluşturan gemi operasyonlarımızda, verimliliği artırmak, yakıt tüketimini azaltmak ve karbon ayak izimizi minimum seviyeye indirmek önceliklerimizin başında geliyor. 2025 yılına girerken, bu hedef doğrultusunda pervane retrofiti (güçlendirmesi) ve scrubber kurulumlarını devreye sokarak operasyonel verimliliğimizi artırmayı ve çevresel etkilerimizi azaltmayı amaçladık.
İlk pervane retrofiti ve scrubber uygulamamız Emma A gemisinde Şubat ayında tamamlandı.
Yakıt tüketimini azaltmak ve operasyonel verimliliği artırmak amacıyla filomuzda hayata geçirdiğimiz pervane güncelleme çalışmaları ile su akışı optimize edilerek enerji verimliliğinde önemli iyileşmeler sağlanacak.
Pervane retrofitinin sağladığı avantajlar:
- Yakıt tüketiminde %8’e varan tasarruf
- Yakıt tüketimindeki tasarrufa bağlı sera gazı emisyonlarının düşürülmesi
- Pervane ağırlığının 47 tondan 37 tona düşürülmesiyle ağırlık optimizasyonu sağlanması
- Su akışını düzenleyen yeni tasarım ile yüksek performans ve enerji verimliliği kazanımı
Pervane güncellemelerinin yanı sıra scrubber kurumları ile gemilerimizde ana hedefimiz küresel emisyonlarımızdaki sülfür oranını %0.1 in altına düşürmek.
1 Mayıs 2025 itibarıyla Akdeniz’in ECA (Emission Control Area) bölgesi ilan edilmesiyle birlikte, gemilerde sülfür oksit (SOx) emisyonlarının %0,1’e düşürülmesi zorunlu hale gelirken bu kapsamda filomuzu güncelleyerek çevresel uyumumuzu güçlendirmeyi hedefledik.
Scrubber sisteminin sağladığı avantajlar:
- Emisyon Azaltımı: SOx emisyonlarında %98’e varan azalması
- Yakıt Maliyeti: Düşük sülfürlü yakıt yerine yüksek sülfürlü yakıt kullanımına devam ederek maliyetleri düşürme.
- Sürdürülebilirlik: ECA düzenlemelerine tam uyum, çevresel etkilerin azaltılması.
- Operasyonel Verimlilik: Egzoz gazı yıkama sistemi ile sürekli ve güvenilir performans.
Böylece, IMO’nun çevre düzenlemelerine uyum sağlayarak daha temiz bir deniz taşımacılığı geleceği inşa ediyoruz. Bu dönüşüm yalnızca yakıt tasarrufu sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda denizcilikte döngüsel ekonomi anlayışını güçlendiriyor ve sürdürülebilirlik önceliklerimize destek veriyor.
Türkiye’de Biyoyakıt Kullanımında Bir İlk: Bio24F ile Karbon Ayak İzini Azaltıyoruz!
Fosil yakıtların deniz taşımacılığına bağımlılığını azaltmak, müşterilerimizin net sıfır hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmak ve denizlerin ve deniz biyoçeşitliliğinin korunması için yenilikçi çözümler geliştirmeye devam ediyoruz.
Peki, bu nasıl mümkün oldu?
Arkas Bunker tarafından Türkiye’de ilk defa geliştirilen ISCC-EU sertifikalı biyoyakıt BIO24F’i kullanan ilk konteyner taşımacılığı şirketi olarak geleneksel yakıt tüketimini azaltıp karbon emisyonlarını önemli ölçüde düşürmenin gururunu yaşıyoruz.
🚢 Bio24F nedir?
✅ ISCC EU Sertifikası: BIO24F, AB’nin yakıtlarda sürdürülebilirlik ve sera gazı emisyonlarını azaltma kriterlerine tam uyum sağlıyor.
✅Bileşimi: %24’ü Türkiye’deki restoran ve gıda işleme tesislerinden toplanan kullanılmış yemeklik yağ metil esteri (UCOME)’dan ve %76’sı düşük kükürtlü yakıtın (FO) karışımından üretilen, yenilikçi bir biyoyakıttır.
✅ Emisyon Azaltımı: Geleneksel deniz yakıtlarına kıyasla karbon emisyonlarını %23’e varan oranda azaltır.
✅ Düşük kükürt içeriği sayesinde hava kirliliğini önlemeye yardımcı olur.
Biyoyakıt Çözümümüz ile Tedarik Zincirini Karbon Emisyonlarından Arındırıyoruz: Book for Green
Arkas Line olarak, 2025’in Mart ayında müşterilerimizin net sıfır hedeflerine ulaşmalarına ve Kapsam 3 emisyonlarını azaltmalarına yardımcı olmak için “Book for Green” inisiyatifini duyurduk. Bu inisiyatif ile müşterilerimiz Arkas Line biyoyakıt kullanımına ortak olarak tedarik zincirlerinde emisyon azaltımı sağlayabilecek.
Biyoyakıt ile taşıma yapmak isteyen müşterilerimiz aşağıdaki kanallar ile bizlerle iletişime geçebilecekler.
- Arkas Line satış ofisleri
- Web sitesi: Ship with BIO24F – Arkas Line
- Book for Green e-posta: bookforgreen@arkasline.com.tr
Müşterilerimiz Book for Green sayesinde gerçekleşen sera gazı azaltım hesapları ve tasarffularını üçüncü taraf aracılığıyla doğrulanacak sertifika ile kanıtlayabilecek.
Arkas Line olarak, sürdürülebilir taşımacılık çözümleri ile çevreye duyarlı adımlar atmaya devam ederken, Book for Green insiyatifi ile müşterilerimizi bu hedefimiz bir parçası olmaya davet ediyor ve çevre dostu, düşük emisyonlu taşıma hizmeti sunuyoruz.
Sürdürülebilirlikte Dijitalleşiyoruz: Arkas Line x Map360 İş Birliği
Deniz taşımacılığı, bizim için yalnızca yükleri değil, daha yaşanabilir bir geleceği de güvenle taşımak anlamına geliyor. ÇSY (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) verilerimizi en doğru şekilde analiz etmek, uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerimizi belirlemek ve geleceğin raporlama standartlarına bugünden hazır olmak için 2024’ün son aylarında ESG yazılım hizmetleri veren MAP360 firması ile iş birliği yaptık.
2025 senesinin başından itibaren artık tüm sürdürülebilirlik verilerimiz dijital platform üzerinden yönetilecek.
🌍 Bu iş birliği sayesinde:
✅ Veriye dayalı kararlar alarak çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) performansımızı daha etkin bir şekilde yönetmeyi
✅ Karbon ayak izimizi azaltmayı ve enerji yönetimimizi optimize etmeyi
✅ Şeffaf raporlamalarla paydaşlarımızla güvene dayalı bir iletişim kurmayı hedefliyoruz.
Tedarik Zincirinde Değişim Başlıyor: Birlikte Gelişiyoruz
Denizcilik sektörü, küresel tedarik zincirinde kritik önem taşımaktadır. Diğer yandan Avrupa Birliği’nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD), şirketlerin sadece kendi faaliyetlerini değil, aynı zamanda tedarik zincirlerindeki sürdürülebilirlik uygulamalarını da raporlamalarını zorunlu kılmakta ve olumsuz etkileri önlemek için gerekli önlemleri almalarını gerektirmektedir.
Bununla beraber Arkas Line olarak, sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi öncelikli konularımız arasında yer aldığından bu alanda çalışmalarımızı takip etmek, gelişim hedefleri ve aksiyon planları belirlemek üzere 2024’ün aralık ayında “Sürdürülebilir Tedarik Zinciri Komitesi”ni hayata geçirdik.
Entegre Yönetim Sistemi kapsamında her yıl yapılan tedarikçi değerlendirme süreçlerimize bu sene ÇSY anketi ekleyerek tedarikçilerimize ilettik ve değerlendirmelerimizi bu bilgiler ışığında gerçekleştirdik.
Tedarikçilerimizden topladığımız veriler ile sürdürülebilirlik stratejilerimizi güçlendirmeyi ve tedarik zincirimizdeki potansiyel riskleri yönetmeyi hedefledik.
Sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi sayesinde:
✅ Tedarikçilerimiz için ölçülebilir sürdürülebilirlik hedefleri belirlemek,
✅ Karbon ayak izlerini azaltmalarını teşvik etmek,
✅ Tedarik zincirinde tüm halkaların ve paydaşların gelişimine destek olmak hedeflerimiz arasında yer almaktadır.
Sürdürülebilirlik Raporlamasında Yeni Dönem
Sürdürülebilirlik raporlamasında köklü değişiklikler yaşanıyor. Gönüllülük esasına dayalı olarak başlayan raporlama süreçleri, artık zorunlu hale gelen standartlarla daha kapsamlı ve şeffaf bir yapıya kavuşuyor.
- 2000’ler: GRI’nin Yükselişi
GRI Standartları, gönüllü olarak sürdürülebilirlik raporlaması yapmak isteyen kuruluşlar için küresel bir çerçeve sundu. ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) göstergelerini içeren bu standartlar, işletmelere sürdürülebilirlik performanslarını şeffaf şekilde raporlama fırsatı tanıdı. - 2021: CSRD’nin Duyurulması
Avrupa Birliği, gönüllülüğün ötesine geçerek sürdürülebilirlik raporlamasını zorunlu hale getiren CSRD düzenlemesini duyurdu. Bu direktif, mevcut NFRD (Non-Financial Reporting Directive) düzenlemesinin yerine geçerek daha fazla şirketi kapsama aldı. - 2023: TSRS’nin Yayımlanması
Türkiye, Avrupa’daki gelişmelere paralel olarak TSRS (Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları) düzenlemesini yayımladı. Şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını daha şeffaf ve denetlenebilir şekilde raporlamaları hedeflendi. - 2024: Zorunlu Uygulama Dönemi
CSRD: Finansal Olmayan Raporlama Direktifi (NFRD) kapsamında raporlamaya tabi olan şirketler için zorunlu hale geldi.
• TSRS: Türkiye’de belirli kriterlere uyan büyük ölçekli şirketler için zorunlu hale geldi.
CSRD Kapsamındaki Değişiklik Önerileri:
• Uygulama Kapsamının Daraltılması: Avrupa Komisyonu, CSRD kapsamını daraltarak, yalnızca 1.000’den fazla çalışanı olan şirketlerin bu düzenlemeye tabi olmasını önerdi. Bu değişiklik, başlangıçta yaklaşık 50.000 şirketi kapsayan düzenlemenin, şirketlerin %80’ini kapsam dışında bırakacak şekilde revize edilmesini içeriyor.
• Küçük Ölçekli Şirketler İçin Esneklik: Daha küçük ölçekli şirketler, daha büyük şirketlerin uyum sağlaması için gerekli verileri sağlamaktan muaf tutulacak.
TSRS Kapsamındaki İstisnalar:
• Kapsam Dışı Bırakılan Şirketler: Borsa İstanbul’un Yakın İzleme Pazarı ve Girişim Sermayesi Pazarı’nda işlem gören şirketler, TSRS uygulama kapsamı dışında bırakıldı. Ayrıca, borsada işlem görmeyen ve halka arz edilmeksizin sermaye piyasası aracı ihraç eden anonim şirketler de TSRS raporlama zorunluluğundan muaf tutuldu.
• Küçük Ölçekli Bankalar ve Mali Kuruluşlar İçin Esneklik: Çalışan sayısı 250’den az olan veya yalnızca bir şubesi bulunan küçük ölçekli bankalar ve mali kuruluşlar, TSRS kapsamında yer alan Kapsam 3 sera gazı emisyonu açıklama zorunluluğundan muaf tutuldu; bu raporlama isteğe bağlı hale getirildi.
Sürdürülebilirlik raporlaması giderek daha kapsamlı ve zorunlu bir hale gelirken şirketler, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesine dayalı olarak sürdürülebilirlik performanslarını raporlama yükümlülüklerini yerine getiriyor.
Arkas Line olarak, 2024 yılında Türkiye’de konteyner taşımacılığı alanında ilk sürdürülebilirlik raporumuzu GRI standartlarına göre hazırladık. Bu süreç, şeffaflık ve hesap verebilirlik adına attığımız önemli bir adım oldu ve bu yıl da bu yaklaşımla raporlama süreçlerimizi güçlendirmeye devam edeceğiz.
Arkas Line Sosyal Etki Programı: Küresel Etki İçin Harekete Geçiyoruz!
Arkas Line olarak, hizmet verdiğimiz tüm coğrafyalarda toplumlara katkı sağlamak ve sosyal sorumluluk bilinciyle etkimizi küresel ölçekte yaymak amacıyla 2024 yılında “Best Impact” (En İyi Etki) Projesi’ni duyurduk. Uluslararası acentelerimizi kapsayan bu projede, ofislerimizin bulundukları şehirlerde insanlara, topluluklara, doğaya ve hayvanlara fayda sağlayacak proje fikirleriyle gelmelerini istedik.
Yeşil İçin Maviler (Blue for Green) inisiyatifimiz çevre ve doğa koruma odaklı projeleri kapsarken, Yaşam İçin Maviler (Blue for Life) inisiyatifimiz toplum refahını, eğitim ve toplumsal faydayı odağında barındıyor.
Yerel STK’larla ve kurumlarla iş birliğini desteklediğimiz Best Impact projeleri ülke yöneticileri gözetiminde 2025 yılı boyunca gerçekleştirilecek ve yaratılan etkinin sonuçları yıl sonunda tüm çalışanlarımızla paylaşılacak.
EcoVadis ve CDP Derecelendirmelerimiz
Sürdürülebilirlik veya ÇSY (ESG) derecelendirmesi, şirketlerin iklim kaynaklı risklerini azaltmalarına ve paydaşları nezdinde şeffaflık temelinde güven inşa etmelerine katkı sağlar.
🏅 EcoVadis: Arkas Line olarak 2015 senesinden bu yana raporlama yaptığımız Ecovadis, şirketlerin sürdürülebilirlik performansını –Çevre, İnsan Hakları, Etik ve Sürdürülebilir Tedarik alanlarında- değerlendiren ve küresel ölçekte kabul gören önemli bir kurumsal derecelendirme platformudur.
2024 yılında Arkas Line olarak derecelendirme sonucunda ilk %35’lik dilime girerek, Bronz madalayaya hak kazandık.
📈 CDP (Carbon Disclosure Project): şirketlerin iklim değişikliği, su güvenliği ve ormansızlaşma konularındaki çevresel etkilerini raporlamalarını ve şeffaflık sağlamalarını teşvik eden küresel bir raporlama sistemidir. Arkas Line olarak 2023 senesinden bu yana “iklim değişikliği” başlığında raporlama yaptığımız CDP’den 2024 yılında “C” seviyesinde not almayı başardık.
Gelişim alanlarımızı belirlemede bize yol gösteren bu derecelendirme platformları sayesinde sürdürülebilirlik hedeflerimizi güncelliyor ve her yıl bir üst seviyeye taşıyoruz.
Arkas Line ve Arkas Bunker Green Shipping Summit Rotterdam 2025’te Buluştu
Bu sene Ocak ayının sonunda Roterdam’da dokuzuncusu düzenlenen Green Shipping Summit’e Arkas Line, Arkas Bunker ve Arkas Holland şirketlerimizden katılım sağlandı. Arkas Line konferansın ajanda komitesinde katkı sağlarken, Arkas Bunker Genel Müdürü Seçkin Gül “Alternatif Yakıtların Geleceği ve Denizcilikte Yeni Nesil Yakıt Stratejileri” panelinde konuşmacı olarak yer aldı. Panelde, Arkas Bunker’ın Türkiye’de ilk kez ürettiği ISCC sertifikalı Bio24F biyoyakıt projesini anlatan Gül, düşük karbonlu ve yenilenebilir yakıtların sektördeki geleceğine dair öngörülerini paylaştı ve Arkas Bunker’ın bu alandaki deneyimlerini aktardı.
🌱 Konferansta Öne Çıkanlar:
✅ Dijital ikiz teknolojileri ve yapay zeka ile yakıt verimliliği.
✅ Denizcilikte çok yakıtlı (multi-fuel) bir geleceğe hazırlık.
✅ “Just-in-Time” varış konseptiyle liman optimizasyonu.
Sektörümüzün daha sürdürülebilir ve dijital bir geleceğe evrilmesine liderlik etmeye devam ediyoruz.


















Penn State MBA Öğrencileri Arkas Line’ı Ziyaret Etti!
Amerika’nın köklü üniversitelerinden Penn State MBA öğrencileri, Türkiye’ye gerçekleştirdikleri inceleme gezisi kapsamında Arkas Line’ı ziyaret ederek denizcilik sektörü ve sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarımız hakkında bilgi aldı.
Arkas Denizcilik Grubu Sürdürülebilirlik Direktörü Serra Tükel, Arkas Holding ve Arkas Line’ın Türk denizcilik sektörü için önemini, sektörde iklim odaklı dönüşüm sürecini ve bu alanda yapılan çalışmaları liderlik ve inovasyon perspektifleriyle öğrencilere aktardı.
İlham veren sorularıyla geleceğin uluslararası iş liderlerine denizcilik sektöründe sürdürülebilir dönüşümün önemini anlatmaktan büyük mutluluk duyduk!
🚢 Bizi takip etmeye devam edin! Daha sürdürülebilir bir geleceği birlikte inşa ediyoruz!
Arkas Hellas’tan Penteli Özel İlkokulu’na Anlamlı Bağış
Yunanistan ofisimiz Arkas Hellas’ın değerli katkılarıyla, gönüllü ekibimiz Özel Penteli İlkokulu için ahşap açık hava deposunun inşasını başarıyla gerçekleştirdi.
1980 yılında kurulan ve 1982 yılında özel eğitim kurumu statüsü kazanan Özel Penteli İlkokulu, başlangıçta PIKPA Penteli sanatoryumundaki çocuklara hizmet verirken, günümüzde hareket ve zihinsel gelişim desteğine ihtiyaç duyan bölgedeki öğrencilere eğitim veren bir kuruma dönüştü.
Bu anlamlı projede gönüllü ekip üyelerimiz Lena Apostolidou, Katerina Goula ve Dimitris Kassimatis okulu ziyaret ederek çocuklarla çeşitli etkinlikler gerçekleştirdi. Oyunlar oynandı, sohbet edildi ve samimi anılar biriktirildi. Bu ziyaret, çocuklarla gönüllüler arasında güçlü bir bağ kurulmasına katkı sağladı.
Çocukların takım çalışması ve iletişim becerilerini geliştirmelerini destekleyen oyunlar eğitici ve keyifli bir ortam sundu. Bu etkinlikler hem çocuklar hem de gönüllüler için unutulmaz anlara sahne oldu.
Arkas Hellas, bu tür projelere verdiği destekle sürdürülebilirlik, kapsayıcılık ve toplumsal refah alanlarında fark yaratmaya devam ediyor. Daha aydınlık bir gelecek için umut veren adımlar atılıyor.
Denizcilik Sektörü 2025’te Yeşil Dönüşümünü Hızlandırıyor
Denizcilik sektörü, uluslararası düzenlemelerin sıkılaşması ve karbon emisyonlarını azaltma baskısıyla sürdürülebilir lojistik çözümlerine yöneliyor. Alternatif yakıt kullanımı, hibrit tahrik sistemleri ve yeşil finansman modelleri, sektörde dönüşümün temel dinamikleri haline geldi.
Alternatif Yakıtlar Yaygınlaşıyor
LNG, hidrojen ve amonyak gibi düşük karbonlu yakıtların kullanımı giderek artıyor. 2022’den bu yana üretilen yeni gemilerin %20’sinde LNG kullanılırken, diğer büyük şirketler amonyak bazlı motorları test ediyor.
Teknoloji ve Hibrit Sistemler Öne Çıkıyor
Hibrit tahrik sistemleri, enerji yönetimi otomasyonu ve karbon yakalama teknolojileri yaygınlaşıyor. Örneğin, Norveç Sahil İdaresi’ne ait OV Bøkfjord gemisi, hibrit sistemlerle daha düşük emisyon hedefiyle yeniden donatılıyor.
Düzenlemeler Sektörü Şekillendiriyor
AB’nin Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) 2024’te genişletildi ve 2025 itibarıyla 5.000 gros tonun üzerindeki ticari gemiler, karbon salınımları için ödeme yapmak zorunda kalacak. Bu durum, uzun mesafeli taşımacılık yapan şirketler için maliyetleri %10-15 oranında artırabilir.
Limanlar ve Rüzgar Destekli Taşımacılık
Rotterdam, Singapur ve Los Angeles limanları gibi büyük merkezler, yeşil koridorlar oluşturarak düşük emisyonlu gemilere öncelik tanıyor. Rüzgar enerjisi ile çalışan gemiler ise yakıt tüketimini %30’a kadar azaltabiliyor.
Gelecek Beklentileri
Sektör temsilcileri, 2035 yılına kadar küresel deniz taşımacılığının %50’sinin alternatif yakıtlarla çalışan gemilerle yapılacağını öngörüyor. Ancak, altyapı eksiklikleri ve yüksek maliyetler sürecin hızını belirleyen temel unsurlar olmaya devam ediyor.
2025: Okyanus için Kritik Bir Yıl
İklim değişikliğinin etkileriyle okyanuslar alarm veriyor. Deniz yüzeyi sıcaklıkları rekor seviyelere ulaşırken, plastik kirliliği ve biyolojik çeşitlilik kaybı hızla artıyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) 2030’a kadar gerçekleştirmeyi hedeflediği Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamında okyanusları koruma amacı olan SKA14, en az finansman alan alanlardan biri olarak geride kaldı. ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve dönüşüyle açık deniz rüzgar enerjisi projelerinin askıya alınması ve kaynak çıkarımına öncelik verilmesi de süreci olumsuz etkiliyor.
Ancak 2025, okyanus yönetimi ve korunması için dönüm noktası olabilir. Bu yıl, okyanuslarla ilgili birçok uluslararası anlaşma ve düzenlemenin yürürlüğe girmesi gereken önemli bir yıl.
Yüksek Denizler Antlaşması
Uluslararası suların korunmasını amaçlayan bu antlaşmanın yürürlüğe girmesi için en az 60 ülkenin onayı gerekiyor. Sürecin hızlandırılması için BM Okyanus Konferansı (UNOC) büyük bir fırsat olarak görülüyor.
Zararlı Balıkçılık Sübvansiyonlarının Kaldırılması
Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO) kabul ettiği anlaşmanın yürürlüğe girmesi için 111 ülkenin onayı gerekiyor. 2025 içinde yeterli desteğin sağlanması hedefleniyor.
Küresel Plastik Anlaşması
Okyanuslardaki plastik kirliliğine karşı bağlayıcı bir anlaşmanın hayata geçirilmesi için 2025 yılı önemli bir müzakere dönemi olacak.
Derin Deniz Madenciliği Düzenlemeleri
Uluslararası Deniz Yatağı Otoritesi (ISA), deniz tabanı madenciliğiyle ilgili küresel düzenlemeleri belirlemek için Temmuz ayında kritik bir toplantı gerçekleştirecek.
Bunun yanı sıra, UN Okyanus Konferansı (UNOC), Bizim Okyanus Konferansı (OOC), IUCN Dünya Koruma Kongresi ve COP30 gibi önemli etkinlikler, dünya liderlerini ve özel sektörü sürdürülebilir okyanus yönetimi konusunda somut adımlar atmaya yönlendirecek.