Sürdürülebilirliğin Yeni Modeli: Yeşil Ekonomi

Ekonomik faaliyetler ve neden olduğu iklim değişikliklerinin olumsuz etkileri hemen her alanda kendini gösterirken, kaynakların hoyratça kullanımı geleceği tehlikeye atıyor. İktisadi faaliyetlerin neden olduğu çevresel problemlerin değerlendirildiği ilk uluslararası toplantı olan BM Çevre Konferası’ndan (1972) bu yana konuyla ilgili farkındalık artsa da uygulanma aşamasındaki yetersizlikler dünyanın geleceğini tehdit etmeye devam ediyor. Günümüzde daha çok kullanılır olan “Yeşil Ekonomi” kavramı ise sürdürülebilirliği ekonomi, çevre ve toplum ekseninde yorumlayan bir model olarak öne çıkıyor.

Ekonomi ve doğal çevrenin karşılıklı etkileşiminin kalkınma politikalarında dikkate alınması gerektiği 21. yüzyıl dünyasında artık  bilinen bir husus. Ancak bu konu ilk kez 1972’de Roma Kulübü tarafından hazırlanan “Büyümenin Sınırları” (The Limits to Growth) isimli raporda vurgulandı. Böylece bugün yeşil ekonomi olarak adlandırılan ve ekonomi ile çevre konseptinde devamlılığı esas alan bir stratejinin temelleri de atılmış oldu. Aynı yıl Stockholm’de toplanan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı ise bu alanda yapılan ilk uluslararası etkinlik olarak tarihe geçti. Konferansta kabul edilen İnsani Çevre Bildirgesi’nde çevrenin taşıma kapasitesi, doğal kaynakların kullanımında nesiller arası adalet ile ekonomik ve sosyal kalkınmanın çevreyle ilişkisini kuran ilkeler; sürdürülebilirlik düşüncesinin temel dayanakları olarak ortaya kondu.

Neden yeşil ekonomi?

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) yeşil ekonomiyi; “Bir takım çevresel riskleri ve ekolojik kıtlıkları azaltırken aynı zamanda insan refahını ve toplumsal eşitliği sağlayan ekonomik bir model” şeklinde tanımlıyor. UNEP bu tanımın içine ‘düşük karbonlu, kaynakların etkin olarak kullanıldığı, toplumsal olarak kapsayıcı böylesi bir sistemde gelir ve istahdam artışının sağlandığı, karbon emisyonu ve kirliliğin azaltıldığı, enerjinin etkin kullanıldığı, biyoçeşitlilik ve ekosistem kayıplarının önlendiği kamu ve özel sektör yatırımlarıyla sağlanan yeşil bir düzen’ ifadelerini de ekliyor.

Haziran 2012’de Rio de Janeiro’da, düzenlenen “Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma (Rio+20) Konferansı”nda da yeşil ekonomi, kalkınmanın sürdürülebilirliği ve yoksulluğun ortadan kaldırılması için en önemli araçlardan biri olarak kabul edildi. Yeşil ekonominin politikalarda yer almasının amacı ise kamu ve özel sektör yatırımlarına yönelik gerekli koşulların oluşturulmasıyla daha geniş çevresel ve sosyal kriterlerin de birleştirilmesi.

Yeşil ekonomi modeli, doğa üzerinde oluşacak etkilerin sınırlı bir yaklaşımla hesaplanmasının mümkün olmadığını ve bu gibi durumlarda “ihtiyatlılık ilkesinin” temel alınması gerektiğini savunuyor. Eğer bugün alınacak bir kararın gelecekte ne tür sonuçlara varacağı kestirilemiyorsa, belirli bir ihtiyat payıyla hareket edilmesi gerekiyor.

Sürdürülebilir gelecek için insan eliyle çözümler…

Çevresel riskleri azaltıcı sektörlere yatırımlar yeşil ekonomi ile karakterize ediliyor. Yenilenebilir enerji, temiz teknolojiler, enerji verimliliğine sahip binalar, düşük karbon emisyonlu ulaşım, gelişmiş atık yönetimi ve temiz içme suyu sağlanması, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir orman ve sürdürülebilir balıkçılık bu sektörler arasında sayılabilir. Yeşil ekonomi bu alanlarda yapılacak yatırımların; ulusal politika reformları, uluslararası politika ve piyasa altyapılarının gelişmesi yoluyla gerçekleştirilmesini veya desteklenmesini öngörüyor.

İnsanlığın ortak geleceğinin milletlerin iş birliğine bağlı olduğu düşünüldüğünde, problemlere bütüncül bakmayı gerektiren bir bakış açısı ortaya koyan yeşil ekonomi, çevreye dost bir kalkınma ve gelişim politikaları oluşturulmasını içeriyor. Unutulmamalıdır ki ortak geleceğin korunması; ekonomi, çevre ve sürdürülebilir kalkınma alanında varılan fikir birliğinin sözde kalmaması ile mümkün olacaktır.

KAYNAKLAR

ERKAN Çisil, Tutar Filiz, TUTAR Erdinç, EREN Mehmet Vahit (2013), Yeşil Ekonomi ve Turizm, Organizasyon Ve Yönetim Bilimleri Dergisi, Cilt 5, Sayı 1, 65.

KAMBER Şule (2014), Kamu Yatırımlarında Yeşil Ekonomi’nin Yeri,  Yüksek Lisans Tezi, Kadir Has Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Finans Ve Bankacılık Anabilim Dalı, İstanbul, 4-5.

KIPIRTI Fuat (2017), Yeşil Ekonominin Sürdürülebilir Kalkınma Üzerindeki Etkisi:
BRIC-T Ülkeleri İçin Panel Veri Analizi, Yüksek Lisans Tezi,  Çanakkale Onsekiz Mart Ünverstesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı, 23-24.

KUŞAT Nurdan (2013), Yeşil Sürdürülebilirlik İçin Yeşil Ekonomi:
Avantaj Ve Dezavantajları – Türkiye İncelemesi, Journal Of Yaşar University, S. 29(8), 4898.

ÖZÇAĞ Mustafa, HOTUNLUOĞLU Hakan, (2015), Kalkınma Anlayışında Yeni Bir Boyut: Yeşil Ekonomi, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi – Cilt: 13, Sayı: 2, 314-315.

RENÇBER Yağmur (2017), Sürdürülebilir Kalkınma Sürecinde Yeşil Ekonomi ve Ekolojik Ayak İzi, Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı,  İzmir, 39-52.

TUSİAD (2018), Dünya Ekonomi Forumu 2018 Küresel Risk Raporu Kamuoyuyla Paylaşıldı https://tusiad.org/tr/basin-bultenleri/item/9979-dunya-ekonomi-forumu-2018-kuresel-risk-raporu-kamuoyuyla-paylasildi

WEBEL Sebastian (2012), Büyümenin Sınırları, Capital, https://www.capital.com.tr/capital-dergi/gelecek-trendler/buyumenin-sinirlari

YALÇIN A.Zafer (2016), Sürdürülebilir Kalkınma İçin Yeşil Ekonomi Düşüncesi ve Mali
Politikalar, Çankırı Karatekin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 6, Sayı 1 , 751-752.