İşte yine kasım geldi… 2001 yapımı Kasımda Aşk Başkadır (Sweet November) filmini anmanın tam zamanı o halde. Keanu Reeves ile Charlize Theron’un başrollerini paylaştığı ve sadece bir kasım ayına sığmak zorunda bırakılmış o hüzünlü aşk hikayesini hatırlayıp her yıl olduğu gibi bu kasımda da aşktan bahsedelim.
Travmatik Bir Aşkın Hikayesi
“Ben aşık olmak nasıl bir şey bilmiyordum. Aslında bunu bilmediğimi de bilmiyordum.
Bir küçük kız çocuğunun babasız kalma hikayesi… Varken yok olan babalar ve onların bıraktığı travmalar. Bir daha kimseyi sevememe, yanlış adamı sevme, biri beni sevsin diye hata üzerine hata etme, hayatını mahvetme…”
‘Aklımda Hep Sen’ adlı son romanında Kürşat Başar ‘Ebru’ adlı bir kadın kahramanın ağzından yazmış bu cümleleri.
Başar’ın psikoloji ile başarıyla harmanladığı ‘Aklımda Hep Sen’ her ne kadar Ebru’nun hikayesi gibi görünse de içinde kendimizden de çok şey bulacağımız bir aşkın tarifi.
Aşk Acısı Geçer Mi?
Aşkın mutluluğu ne kadar ayaklarımızı yerden kesiyorsa acısı da o oranda yere yapıştırıyor. Psikanalist Patrick Avrane ‘Aşk Acıları’ (Les Chagrins D’amour) kitabında aşk acısından sağ salim çıkanların birer kahraman olduğunu anlatırken aşk acısına başka pencereden bakıyor. Avrane aşık olunan kişiyi arzularımızın yansıması olarak idealleştirdiğimizi söylüyor. Aşk acısının bizi uyandırıp kendimizle yüzleştirdiğini Freud, Lacan ve Goethe gibi isimlerden alıntılarla da örnekliyor.
Aşkta sevdiğimiz kendi ‘ben’imizdir diyen Avrane’ye kulak vermek gerek. Kim bilir, belki de canınızı o kadar acıtan aşk değil de kendi yaralarınızdır?
Bir Ömür Aşk
Kasımda aşk başka da Paris’te farklı mı? 1964 yapımı Paris’te Aşk Başkadır (Paris-When It Sızzles) filminin iki başrol oyuncusu Audrey Hepburn’la William Holden’ın büyük aşkı Edward Z. Epstein’ın yazdığı ‘Audrey ve Bill’ adlı kitapta anlatılıyor.
Biyografi türünde yazılan kitapta beyazperdenin bu iki yıldızının hayat hikayeleri 1950’lerin ve 1960’ların Hollywood’una da ışık tutuyor.
“Audrey’ye herkes aşıktı ama Bill’den daha fazla aşık olan kimse yoktu” diyen film fotoğrafçısı Bob Willoughby’den Oscar Ödüllü Yönetmen Billy Wilder’a kadar o dönemi yaşayan pek çok kişinin tanıklığında yazılan kitapta iki yıldızın birlikteliğin hem kendilerinin hem de etraflarındakilerin hayatlarında nasıl kalıcı etkiler bıraktığını görüyoruz.
‘Audrey ve Bill’de bazı aşkların yarım kalsa ya da hiç yaşanmasa bile insanın içinde ömür boyu sürdüğüne de şahitlik ediyoruz.