2020’ye biraz ferahlayarak girelim mi?
Yeni yılı onlarca yeni karar alarak karşılayan ama bir hafta bile dolmadan bu kararları aldığı yere geri bırakanlardan mısınız?
Benim uzun yıllarım öyle geçti sonra yeni yıla yeni karar almadan girme kararı aldım, rahat ettim.
Ancak geçen hafta okuduğum bir kitap yine kafamı karıştırdı. Kitabın adı, ‘Sadeleş Rahatla’. İşte en çok ihtiyacım olan şey. Yıllarla birlikte insan üzerine çok yük alıyor. İş yükü, eşya yükü, bilgi yükü derken bir de başka insanların yükünü sırtlayınca kolunu kıpırdatamaz hale geliyorsun.
Şu yüklerden kurtulup 2020’ye ferah ferah girelim mi?
Bence şahane bir fikir.
Nasıl Sadeleşeceğiz?
‘Sadeleş Rahatla’ (Bokutachini, mou mono wa hitsuyou nai)’nın ana fikri: “Daha az şeye sahip olmak mutluluk vericidir.” Yazarı Japon Fumio Sasaki minimalizmin mutluluğunu anlatırken, daha çok şeye sahip olduğumuzda daha mutlu olacağız inancını örneklerle çürütüyor. Günün sonunda biz Japon değiliz ve 20 metrekarelik eve sığmak konusunda da Sasaki kadar başarılı olamayabiliriz ancak, evet bazı eşyalarımızdan, alışkanlıklarımızdan ve yüklerimizden sıyrılabiliriz. Kitap, fazlalıklardan kurtulmak hakkında türlü türlü formüller verirken psikolojik olarak da güzel tespitlerde bulunuyor. Şuraya kitabın özü bir cümleyi not ediyorum: ‘Bizim değerimiz, sahip olduklarımızın toplamı değildir.’
Örneğin, dolaptaki çorapları azaltarak başlamak bile iyi bir fikir olabilir.
Basit Yaşamak İçin
Eğer dünya sizin istediğiniz yönde gitmiyorsa, belki de kendinizi değiştirmek daha iyidir. Japonlar’dan gidiyorum bu ay. Bir Zen Budist olan Shunmyo Masumo’nun ‘Basit Yaşam Sanatı’ (The Art Simple Living) kitabından alıntı bu cümle. Kitapta ‘Şu anki halinizin enerjisini artırmanın 30 yolu’, ‘Yaşamak için güven ve cesaret konusunda ilham kaynağı olacak 30 yol’, ‘Kafa karışıklığı ve endişeden kurtulmanın 20 yolu’ ve ‘Herhangi bir günü hayatın en iyi günü yapmanın 20 yolu’ olmak üzere toplam 100 yol var. Basit bir dil yalın bir anlatım. İçinde bilmediğimiz bir şey yok ama uygulayamadığımız çok şey var. Örnek mi? Üç zehirden uzak durun. Yok, un, tuz, şeker değil. Açgözlülük, öfke ve cehalet.
Uzun Ömrün Sırları
Tam bir Japon üçlemesi oldu. Üçüncü kitap, Junko Takahashi’nin yazdığı ‘Japonların 100 Yıl Yaşama Sırrı’ (El Metodo Japones Para Vivir 100 Anos). Kitap, beslenmenin önemi ile başlıyor. Aşk, hayat gibi başlıklarla devam ediyor. Yağlı besinlerden uzak durmamız gerektiğini, besinleri iyi çiğnememizin kural olduğunu biliyoruz pek tabii. Ama işte nasıl ki bir cenazeye gittiğimizde “Bundan sonra hiçbir şey için stres olup kendimi üzmeyeceğim” diyor de ertesi gün yine en ufak bir şeyde stres altına giriyorsak bu da o hesap. Biliyoruz ama uygulamıyoruz çünkü günlük rutinimiz içinde unutuyoruz. Kitapta, ömrü bir asrı geçmiş insanların ruhsal ve bedensel sağlık formülleri de anlatılıyor.
Kitaptaki, “Yeni bir şeye başlamak için asla çok geç değil” sözünü kulağıma küpe yapıyorum. 2020’nin her birimiz için cesaretle adım atabileceğimiz güzel ve ruhumuza faydalı yeniliklerle dolu olmasını diliyorum.
İyi seneler.