Yemeyen, içmeyen, buz banyosu yapan, 140 cent maaş alan patron
İnsan, var olduğu günden beri hep ifade edebilmenin yollarını aramış, bulmuş. Mağara duvarına resim çizmiş, saz çalmış, türkü söylemiş, şiir yazmış, dans etmiş… Ve kekeme bir çocuk 21’inci yüzyılda herkese kendini ifade edebilmesi için 140 karakterlik mikro blog vermiş. Bu 140 karakterle mizah da yapılmış, siyaset de ve hatta devrim de. Hayatlar da kurtarılmış hak da aranmış. Birey otoriteye tüm dünyanın önünde hesap sorabilmiş. Yeni nesil teknoloji şirketleri arasında kuşkusuz en ilginç olanlardan biri 300 milyon kullanıcıya sahip Twitter! Twitter’ın kurucusu, en sıra dışı patronlardan biri olan Jack Dorsey ile tanışalım. Haydi!
1976’da ABD’nin ‘özel statülü’ şehri St. Louis’de doğan Jack Dorsey, kekeme bir çocuk olduğu için genellikle sessizdi. Twitter’ın 140 karakterli mikro blog fikri kim bilir belki de bu nedenle doğdu. Söyleyeceklerini kısaca ifade et! O, irade ve azimle her şeyin üstesinden gelinebileceğine inanıyor. Bir kekeme için çok iddialı olsa da oratoryo yarışmalarına katıldı. Yarışmalarda başarısız olsa da kekemeliği kendi çabasıyla aştı.
Yeni bir yere taşındıklarında eline haritayı alıp gece geç saatlere kadar yürür, yaşadığı yeri kafasına üç boyutlu olarak oturturdu. Mahallesindeki Katolik lisesi DuBorg’u bitirdi. Gençliğini ise tam bir bilgisayar kurdu olarak geçirdi. Taksi ve itfaiye servisleri için bilgisayar programı yazdığında sadece 14 yaşındaydı. Missouri Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde iki yıl eğitim gördükten sonra, hayallerini süsleyen New York Üniversitesi Tandon Mühendislik Okulu’na geçse de eğitimini tamamlamadı.
İlk İşini Hackledi
Çalışmak için gözüne kestirdiği Dispatch Management Services şirketinin güvenlik sistemini hackleyen Jack Dorsey, daha sonra şirketin yöneticisi Greg Kidd’e sorunun nasıl çözülebileceğini açıkladığı bir e-mail gönderdi. İlk işe girişi böyle… Bu işinden ayrıldıktan sonra bir süre işsiz gezen Dorsey, kursa gidip masaj terapisti olmuş ve bir dönem masaj yaparak geçinmiş.
Kariyerindeki kırılma ise Odeo’da çalışmasıyla yaşandı. Odeo kurucu ortağı Evan Williams, üst düzey yöneticilerinden Biz Stone ve şirketin yazılımcısı Noah Glass, Dorsey’deki cevheri gördüler. Bu dörtlü Twitter’ın kurucusu olarak sosyal medya devriminin mimarları olarak anılır. “Twitter”, cıvıldamak, “tweet” kuş cıvıltısı demektir. Seçilen kuş logosu da insanlara tek seferde 140 karakter olmak kaydıyla diledikleri kadar cıvıldamayı vadediyordu.
Ve tarih 21 Mart 2006’yı gösterdiğinde Jack Dorsey ilk kez cıvıldadı: Twitter hesabımı kuruyorum.
Kişisel Serveti 5.5 Milyar Dolar
İki yıl süreyle oturduğu CEO’luk koltuğunu 2008 yılında Williams’a devretti ve yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptı. 2009 yılında Jim McKelvey ile bir araya girerek mobil ödeme şirketi olan Square’i kurdu. Hızlı büyüyen Square, finansal ve ticari hizmetlere de yöneldi. Jack Dorsey, 2015 yılında tekrar Twitter’ın CEO’su oldu. İki şirkette de CEO’luk görevini hâlâ sürdürüyor.
2011 yılında Google’dan gelen 4 milyar dolarlık satın alma teklifini ‘hakaret sayıp’ reddetmişti. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhaniye “Sayın Başkan, attığınız tweet’leri vatandaşlarınız okuyabiliyor mu” diye sorabilmiş, zaman zaman bazı ülkelerde Twitter engellendiğinde kullanıcılara deneyecekleri yan yolları anlatmış, bazı ülkelerden gelen siyasi baskılara direnmiş bir patrondur. Mısır başta Arap Baharı yaşanan ülkelerde gençlerin örgütlenmesine olanak sağlayan bir platform oluşturmakla da suçlanmıştır.
Kişisel serveti 5.5 milyar doları aşan Dorsey, Twitter’ın potansiyeline olan güvenini göstermek için CEO maaşı almayı reddetti. 2018 yılında ‘140 karakter’e vurgu yapılarak CEO’ya 140 cent, yani 1.4 dolar maaş ödemesi yapıldı. Bir tweet’te karakter sayısının 280’e çıkması nedeniyle 2019 yılında Dorsey’in maaşına yüzde 100 zam yapılmasına kesin gözüyle bakılıyor. Efsane CEO, 280 cent olan maaşını 2020’nin ilk günlerinde alacak.
Sabah 5’te Kalkıyor
Bir klişe olarak ‘sıradışı patron’ denemez ona. Şimdi bu satırları okuyunca hak vereceksiniz.
Sabah 5’te kalkıyor ve ilk işi soğuk su ve buz dolu bir küvete girmek. Dorsey “Hiçbir şey oda sıcaklığından çıkıp buz gibi banyoya girmenin verdiği zihinsel özgüveni veremez bana. Bu kadar küçük görünen ama can yakan bir şeyi yapmaya iradem varsa, hemen her şeyi yapabileceğimi hissediyorum” diyor.
Buz banyosunun ardından bir saat meditasyon yapıyor. Akşamları da bir saatini meditasyona ayırıyor. Bedensel irade ve zihinsel özgürlüğe inanan Dorsey 20 yıldır meditasyon yapmayı aksatmıyor.
Evinden 8 km mesafede bulunan ofisine hızlı hızlı yürüyerek gidiyor. Bu sayede bolca güneş ışığı alıyor, düşünüyor ve podcast dinliyor. Sabah 9’da işinin başında oluyor.
Oruç Tutuyor
Kahvaltı etmiyor. Öğlen yemiyor. Akşam 6-9 arası yemek yiyerek tek öğün besleniyor. İnsanların hayatını çok fazla yemek odaklı geçirdiğine inanıyor. O tek öğünde protein almaya ve sebze yemeye özen gösteriyor. Menüde genellikle balık, tavuk, et, roka, ıspanak ve Brüksel lahanası bulunuyor. Tatlı niyetine orman meyveleri ve bitter çikolata yiyor.
Cuma gününden Pazar akşamına kadar hiçbir şey yemeyerek üç gün oruç tutuyor. İlk başlarda 3 tam gün aç kalmak zor gelmiş ancak yemek yemeyi bıraktığında zamanın yavaşladığını hissetmiş. Uzun açlığın bedenini ve zihnini terbiye ettiğine inanıyor. Bu oruçları su ve içecekleri kapsamıyor.
Bir rahatlama yöntemi de 15 dakika yaklaşık 104 dereceye ayarlı saunada kalıp, ardından 3 dakika 2 derece suyla dolu küvete girmek.
Çalışma masasında stresi ve acıyı azalttığı düşünülen kızılötesi bir lamba da bulunuyor.