Küresel Isınmada Yol Ayrımındayız

Küresel ısınmanın temel sorumlusu insan, izlediği çevre politikalarını gözden geçirme konusunda bir yol ayrımına gelmiş bulunuyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli(IPCC)’nin “İklim Değişikliği 2021: Fiziksel Bilim Temeli” başlıklı raporuna göre insanlık; tartışmasız bir biçimde küresel ısınmaya neden oluyor ve gezegenin durumunu kalıcı olarak kötüleştiriyor. 195 hükümetin desteklediği raporun insanlık için kırmızı bir kod anlamı taşıdığı,  bazı iklim etkilerinin geri döndürülemeyeceği riski ile karşı karşıya olunduğu belirtiliyor. Orman yangınları, kuraklık ve sel gibi yıkıcı doğal afetlerdeki artış da iklim değişikliğindeki olumsuzluğu insanlığa yeniden ve sarsıcı bir şekilde hatırlatıyor…

İnsanlık, iklim değişikliğinin etkilerini artık daha sık aralıklarla görüyor. Sıcaklıklar yükseliyor, yağış döngüsü farklılaşıyor, buzullar eriyor ve tüm dünyada ortalama deniz seviyesi yükseliyor.  Isınmanın çok büyük bir kısmı insan faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonların bir sonucu olarak atmosferik sera gazı konsantrasyonlarında gözlenen artıştan kaynaklanıyor. İklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek için bu emisyonların azaltılıp önlenmesi büyük önem taşırken 234 bilim insanı ve 195 hükümet tarafından onaylanan “İklim Değişikliği 2021: Fiziksel Bilim Temeli” raporu; sera gazı konsantrasyonlarında gerçekleşen artışın 1750’li yıllarda başladığını ve devam eden süreçte iklim değişikliğine neden olduğunu söylüyor. BM Genel Sekreteri António Guterres’ın “İnsanlık için kırmızı bir alarmdır” şeklinde yorumladığı raporda, bulguların yanı sıra küresel ısınma ile ilgili senaryolar ve etkileri de yer alıyor.

Sıfır Emisyon Yol Haritası Hemen Uygulanmalı

Hükümetlerarası İklim Paneli(IPCC)’nin uyarıları raporla birlikte daha ciddi boyutlara işaret ediyor.  Rapora göre insan faaliyetleri sonucunda gezegenimizin ikliminde büyük ölçekli değişimler meydana geldi ve bu etkilerin bazılarının geri dönüşü mümkün görünmüyor. IPCC analizlerine göre 1,5°C eşiğinin aşılmadığı hiçbir senaryo bulunmuyor. En iddialı senaryoda bile, bu eşiğin aşılmasından sonra ortalama sıcaklığın ancak yüzyılın sonuna doğru yeniden 1,4°C’ye doğru düşüş göstereceği yönünde. Ancak sıcaklık artışını 1,5 °C ile sınırlamak için, hükümetlerin emisyonlarını 2030 yılına kadar yarıya indirmesi gerekiyor. Bu nedenle, iklim planlarının daha iddialı hale getirilmesi ve net sıfır emisyon yol haritalarının hızla gerçekleştirilecek emisyon azaltım çabalarının temeline koyulması gerekiyor. Yine de atmosfere zararlı karbondioksit gazı emisyonunun radikal biçimde azaltılması durumunda dahi sıcaklıkların sanayileşme öncesi döneme göre 1,5 derece artmasını engellemek pek de mümkün görünmüyor. IPCC, önlem alınmadığı takdirde 21’inci yüzyılda 2°C’lik küresel ısınmanın aşılacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Raporda, önümüzdeki on yıllarda karbondioksit ve sera etkisi yapan diğer gaz salınımlarında hızlı ve derin azalmalar olmazsa, 2015 Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmanın “mümkün olamayacağı” ifade ediliyor.

Küresel Isınma Eşi Benzeri Görülmemiş Bir Seviyede

IPCC raporunda öne çıkan diğer bazı bulgular şöyle sıralanıyor:

  • Dünya yüzeyinde sıcaklık, 2011-2020 arasında 1850-1900 arasındakinden 1,09 °C daha yüksekti.
  • Son beş yıl, 1850’den bu yana kaydedilen en sıcak dönem oldu.
  • Son zamanlarda deniz seviyesindeki yükselme oranı, 1901-1971 ile karşılaştırıldığında neredeyse üç katına çıktı.
  • 1990’lardan bu yana buzulların küresel olarak erimesinin ve Arktik deniz buzundaki küçülmenin en önemli itici gücü, yüzde doksan oranında insan etkisi.
  • Sıcak hava dalgaları da dahil olmak üzere aşırı sıcakların 1950’lerden bu yana daha sık ve yoğun hale geldiği, soğuk olayların ise daha az sıklıkta ve daha az şiddetli hale geldiği neredeyse kesin.
  • Dünyanın yüzey sıcaklığının en son 2,5°C’nin üzerine çıkması (sanayi devrimi öncesindeki seviyelerle kıyaslandığında), 3 milyon yılı aşkın zamanda gerçekleşmişti. Bu sebeple gezegenin karşı karşıya olduğu ısınma seviyesi, eşi benzeri görülmemiş ölçekte.
  • Isınmayı durdurmak istiyorsak, karar vericilerin net sıfır emisyon planlarını hayata geçirmesi gerekiyor. 2019’da atmosferdeki CO2 konsantrasyonu, 2 milyon yıl içinde herhangi bir zamandan daha yüksek şekilde gerçekleşti. Önemli sera gazları olan metan ve azot oksit gazlarının konsantrasyonları, 800 bin yıllık zaman dilimindeki herhangi bir zamanından daha yüksek şekilde gerçekleşti.
  • Deniz seviyelerindeki küresel ortalama yükseliş, 1900’den bu yana, son 3000 yıldaki herhangi bir zamandan daha hızlı artış gösterdi. Denizel ısı dalgalarının oluşma sıklığı, 1980’lerden bu yana iki katına çıktı.
  • Buz tabakası süreçlerindeki belirsizlik nedeniyle, küresel ölçekte deniz seviyesindeki artışın 2100 yılında 2 metreye, 2150 yılında ise 5 metreye kadar olan olası aralığın üzerinde gerçekleşmesi, emisyonların en fazla arttığı senaryoda göz ardı edilemez hal alıyor.
  • Dünyamızın büyük bölümü, sıcak hava dalgalarını içeren aşırı sıcaklara maruz kalıyor.

Temiz Teknoloji, Temiz Enerji ve Ağaçlık Alanların Artırılması

IPCC’nin raporu, ısınmanın olumsuz taraflarına daha fazla odaklansa da bilim insanları, küresel emisyonları 2030 yılına kadar yarıya indirebilir ve bu yüzyılın ortasına kadar net sıfır emisyona ulaşabilirsek, sıcaklıklardaki artışı durdurabileceğimiz ve muhtemelen tersine çevirebileceğimiz konusunda umutlu. Fakat bunun için gerekli adımların net bir şekilde atılarak uygulanması gerekiyor. Net sıfıra ulaşmak, temiz teknolojiyi kullanarak sera gazı emisyonlarını mümkün olduğunca azaltmayı, ardından kalan salınımları karbon yakalama ve depolama teknolojileri kullanarak gömmeyi veya ağaç dikerek onları soğurmayı içeriyor. Ağaçlandırma çalışmalarının tüm dünyada daha da artırılması önem kazanıyor.

Çevre Politikalarımızı Bütünüyle Revize Etmek Durumundayız

Mevcut iklim politikalarının sürdürülmesi durumunda en iyimser tahminle 2100 yılına geldiğimizde küresel ısınmanın 2,7°C’ye ulaşacağı düşünülüyor. Bu, doğal afetlerin yıkıcı etkilerinin hat safhaya ulaşmasından toplu göçlere ve sağlık problemlerine kadar çok geniş bir alanda insanlığın geleceğinin tehdit altında olduğu anlamını taşıyor. Büyük orman yangınları, Avrupa ve Çin’deki seller, Kuzey Amerika’daki sıcak hava dalgaları ile Madagaskar’daki aşırı kuraklık bu durumun yakın somut örnekleri arasında yer alıyor.

Bazı bilim insanlarının söylediği gibi bu kötü gidişatı tamamıyla olmasa bile tersine çevirebilmek mümkün. Geleceğimizi koruyabilmek için bilim insanlarının çağrılarına uyarak çevre politikalarımızı bütünüyle revize etmek artık kaçınılmaz bir gerçek olarak bizleri bekliyor…

Kaynaklar
Avrupa Çevre Ajansı (2020), Sera Gazı Emisyonlarının Azaltımı, https://www.eea.europa.eu/tr/themes/climate/intro
BM TÜRKİYE (2021), Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli: Küresel Isınma Insan Kaynaklı ve Daha Önce Görülmemiş Bir Seviyede
https://turkey.un.org/tr/139350-hukumetlerarasi-iklim-degisikligi-paneli-kuresel-isinma-insan-kaynakli-ve-daha-once
DW (2021), BM Raporu: Küresel Isınma 2030’a Kadar 1,5 Derece Artacak
https://www.dw.com/tr/bm-raporu-k%C3%BCresel-%C4%B1s%C4%B1nma-2030a-kadar-15-derece-artacak/a-58805684
Cumhuriyet (2021), İklim Değişikliği: BM’nin ‘İnsanlık Için Kırmızı Alarm’ Olarak Nitelendirdiği Raporunda Hangi Tespitler Var?
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/iklim-degisikligi-bmnin-insanlik-icin-kirmizi-alarm-olarak-nitelendirdigi-raporunda-hangi-tespitler-var-1859118
McGRATH Matt (2021), İklim Değişikliği: BM’nin ‘İnsanlık Için Kırmızı Alarm’ Olarak Nitelendirdiği Raporunda Hangi Tespitler Var?
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58143895
ÜNLÜ Didem Eryar (2021), İnsanlık İçin Kırmızı Alarm!, Dünya Gazetesi, s.21.
WWF (2021), Gidişatı Tersine Çevirmek için Vaktimiz Daralıyor
https://www.wwf.org.tr/ne_yapiyoruz/iklim_degisikligi_ve_enerji/yenilenebilirnerji_ve_enerjiverimliligi/kisakisayenilenebilirenerjikaynaklari/?11040/GidisatiTersineCevirmekicinVaktimizDaraliyor