Michelle LaVaughn Robinson Obama… ABD’nin ilk siyahi first leydisi… Başkan adayı olması için çok ısrar edilen, hâlâ zaman zaman bu konuda baskı gören ancak bunun yerine –belki de şimdilik- çocuklarını sağlıklı yetiştirmeyi ve sosyal sorumluluklar almayı seçen efsane… Samimi bir aktivist ve dünyanın en etkili kadınlarından biri… İlham veren bir yaşam gurusu ve moda ikonu… İmkânsızlığa kafa tutarak, kaderini değiştirip kendi masalını yazan bir kadın o.
ABD’nin ilk Afro-Amerikan Başkanı Barack Obama’nın seçim kampanyalarında kendisi kadar dikkat çeken, kendisi kadar medya ve siyaset zorbalığına maruz kalan eşi Michelle Obama; sağduyulu, kararlı ve dik duruşundan taviz vermeyen bir karakter olarak öne çıktı. İlkelerinden taviz vermedi ama bu samimi, duygusal konuşmalar yapmasına ve hatta bir şaka yapıp kahkaha tufanları çıkarmasına engel olmadı. Bu, 1964 yılında Chicago, Illinois’da işçi sınıfı bir ailede doğan Michelle Obama’nın öyküsü… Pazarlarda mal gibi alınıp satılmış köle ataların saraylara çıkmış evladının öyküsü…
Zorluklar Yıldırmıyor, Kamçılıyor
Erken yaşta kaybettiği, MS hastası babası ayda 479 dolara kanalizasyonda çalışan bir belediye işçisiydi. Çocukları liseye başlayana kadar ev hanımı olan annesi ise bir katalog firmasında sekreter olarak çalışıyordu. İlköğrenimini üstün zekâlılar okulunda tamamladı. Babasının hastalığı onu duygusal olarak çok etkiliyordu. Sorun çıkarmayan, iyi bir öğrenci olmasında bunun etkisi çok büyüktü. Princeton Üniversitesi‘nde sosyoloji okudu. Bu üniversiteyi annesinin gözdesi, biricik ağabeyi orada okuduğu için istiyordu. Rehberlik öğretmeni, “Princeton seni aşar” deyince kamçılandı. Kamçılanmanın onun karakterinin en belirgin özelliği olduğunu henüz kendi dahil kimse bilmiyordu. Zorluklarla karşılaşınca geri çekilmeyi değil, mücadele etmeyi seçecekti hep.
Zaman zaman teninin rengi nedeniyle dışlandığında da geri çekilmedi ama kimi zaman kalbi kırıldı. Princeton’da oda arkadaşlarından biri onunla kalmak istemedi çünkü siyah bir öğrenciyle aynı odada kalması annesini tedirgin ediyordu.
Telefondaki Karizmatik Sesle Evlendi
Sosyolojinin üzerine Harvard’da hukuk okudu. Aktif bir öğrenciydi; toplumsal konulara duyarlılık gösterdi ve sosyal sorumluluklar üstlendi. Amerika’nın önde gelen hukuk bürolarından Sidley Austin’de çalışmak ise kaderini değiştirdi. Barack Obama ile yaşamı orada kesişti. Kendi deyimiyle önce müstakbel eşinin karizmatik sesiyle telefonda tanıştı. Birkaç ay öncesine kadar annesine kariyerine odaklandığı ‘yalnızlık’ ideallerinden bahsetmiş olsa da mentorluk yapmakla görevlendirildiği Barack Obama’ya âşık olunca bu planlar değişti.
28 yaşındayken (1992) Barack Obama ile evlendi. Barack, Chicago Üniversitesi’nde hukuk dersleri verirken, eyalet senatörü (1996) ve daha sonra ABD senatörü (2004)olurken, Michelle kâr amacı gütmeyen kurumlarda çalışmaya odaklandı. Peş peşe yaptığı düşükler canını çok yakmıştı. Kızları Malia’ya (1998) ve Sasha’ya (2001) tüp bebek yöntemiyle kavuştu.
‘Siyah Aday’a Kara Propaganda
Ve 2008 yılında Barack Obama, demokratların ABD adayı olunca ailenin yaşamı tümden değişti. Ki seçim döneminde de Michelle, iki kızlarına zaman ayırabilmek ve eşinin kampanyasını destekleyebilmek için zor bir dengeyi tutturuyordu.
Seçim sürecinde tüm dünyanın bir göz kırpışını bile izlediğini, en ufacık bir beden hareketi üzerine saatler süren analizler yapıldığını fark etti. Başkanlık yarışı kızıştıkça, kılıçlar çekildi, öldürücü darbeler indirildi. Barack Obama’nın Müslüman köklere sahip olduğu iddiaları boş çıkınca, Michelle’in sinirli, agresif ve hatta ABD karşıtı bir hain olduğu üzerinden kara propaganda yapıldı. Daha o günlerde prompter olmadan konuşmama kararı aldı. Çok üzüldü ve üzüldüğünde bunu belli etti. Bütün farkı da işte bu samimiyetten geldi.
Beyaz Saray’ın İlk Siyahları
Ve bir ilk gerçekleşti. Barack Obama, 2009’da ABD’nin ilk Afro-Amerikan başkanı oldu. Michelle de ilk siyahi first leydisi. Sokaklara çıkıp bunu kutlayan da vardı, üzüntüden kendini öldürmek isteyen de.
Michelle, eşinin başkanlık döneminde de sonrasında da yoksulluk, kız çocukları, başta eğitim, sağlıklı beslenme, fiziksel aktivitelerin artırılması ve her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması konularında farkındalık yaratmaya çalıştı.
O, asla başarılı erkeğin arkasındaki kadın değildi. Kocasıyla bir boyda (sadece 3 cm kısa) ve hep yan yanaydı. Hiçbir zaman gerisinde durmadı.
Fakat kocasını “O tsunami gibi önümdeydi, büyük hayalleri vardı. Ben de kendi rüyalarımı gerçekleştirmek istedim. Ve gerisinde kalmamak için kendimi hep geliştirdim” sözleriyle tarif ediyor.
Her ne kadar eşiyle aynı hizada dursa da, eşinin siyasi kariyerini desteklemek için kendi kariyerinde hedeflerini küçük tuttuğu görülüyor.
Siyasetin, protokolün gereklerini saygıyla yerine getirdi ama Beyaz Saray en çok onun döneminde bir yuva görüntüsü verdi. Beyaz Saray’da uşakların hizmet ettiği iki şımarık çocuk yetiştirmeyi reddetti örneğin. Çocuklara kendi yatağını toplamak, çamaşırını yıkamak, yemek yapmak gibi sorumluluklar verdi. Çocuklarının arkadaşlarıyla bahçede sıradan bir anne gibi partiler yaptı.
Herkes Kendi Mutluluğundan Sorumlu
“Görünür olmak için dünyanın adil bir yer olmasını bekleyemeyiz” derken, dünyayı daha adil bir yer yapma sorumluluğunu herkese yüklüyor aslında.
Evliliğiyle ilgili uzmanlardan destek aldıklarını da samimiyetle ifade ediyor. “Evlilik danışmanına gittik” diyor ve ekliyor: “Ben sandım ki danışmana gideceğiz o Barack’ı düzeltecek. Çünkü Barack’ta sorun var. Hayır, öyle olmadığını anladım. Herkesin kendi mutluluğundan sorumlu olduğunu öğrendim.”
Beyaz Saray’daki son gününü ise şöyle anlatıyor:
“Son gece kızların arkadaşları yatıya kalmak istedi. Bir daha orada uyuma şansları olmayacakmış. Ertesi gün Beyaz Saray’dan ayrılırken uçağa bindik ve bir süre sonra ben hıçkıra hıçkıra ağladım. Her şeyi mükemmel yapmaya çalışmanın baskısından kurtulunca gözyaşlarımı da bırakmıştım.”
Yaşamını ve first leydi olarak deneyimlerini paylaştığı ‘Becoming’ isimli kitabı ilk yılında 10 milyon satış rakamını geçerek rekor kırdı. Kitabıyla birlikte yaptığı turnede milyonlarca kişiye ulaştı. Belgesel’i netflix’te yayınlanıyor. Dünyanın en etkili ve en iyi giyinen kadınlarından biri olmayı daha uzun yıllar sürdüreceğe benziyor.
Eşinin görevi bittiğinde pek çok kişi Michelle’in demokratların adayı olması fikrini öne sürdü. Fakat o “Ülkemize ve dünyaya hizmet ettik ama bizim yetiştirmemiz gereken iki çocuğumuz var” diyerek ABD’nin ilk kadın başkanı olma ihtimalini reddetti. Şimdi değil belki ama ileride bir gün… Belli mi olur!