Oakland’da bir anaokulu… Yıl 1970… Bir oğlan çocuğu, Stacey Johnson-Batiste’in oyuncağını hunharca parçalar. Küçük siyah kız gözyaşlarına boğulurken, koyu kahverengi tene sahip başka bir kız çocuğu ayağa kalkar ve oğlan çocuğunun karşısında dikilir. Zorbalığı huy edinen oğlan çocuğu, kendisine meydan okunmasına tahammül edemez ve eline geçirdiği ilk sert cismi cesur kızın kafasına atar. Küçük kız çocuğu cesaretin bedelini hastanede başına atılan dikişlerle öder.
Stacey Johnson-Batiste bu anıyı anlatırken, “O şimdi ne ise küçük bir kız çocuğuyken de öyleydi. Her zaman haksızlıkların karşısında ayağa kalktı. Kafası yarılsa bile” diyor ve ekliyor: “Şu anda geldiği yere daha küçücük bir kız çocuğuyken de hazırdı.”
Bahsi geçen kahverengi tenli, küçük, cesur kız; ABD’de bir kadının bugüne kadar erişebildiği en yüksek siyasi makama çıkan Kamala Devi Harris’ten başkası değil. O en yüksek makam ise ABD başkan yardımcılığı… Jamaikalı siyah bir babanın ve Hindistanlı kahverengi bir annenin çocuğu olan Kamala Harris’e bu makam yetecek mi? Gelin bir sonraki –belki beklenenden de daha kısa bir zaman içinde- ABD başkanı olmasına kesin gözüyle bakılan Kamala Harris’i daha yakından tanıyalım.
Aktivist Anne-Baba
ABD’de 3 Kasım’da yapılan seçimlerde Demokrat aday Joe Biden başkan seçilince, yardımcısı olarak yarışa giren Senatör Kamala Harris dünyanın gündemine oturdu. Sık sık gururla söz ettiği köklerine değinen pek çok makale kaleme alınırken moda dergisi Vogue’a da kapak oldu (Harris’in ten rengi açıldığı için kapak büyük bir ırkçılık tartışmasına da neden oldu. Dergicilik duayenleri ise kapağı ve çekimleri yetersiz, özensiz ve manasız buldu).
Kamala Harris’in öyküsü 1964 yılında California’nın Oakland şehrinde başlıyor. Yaşamının her alanında örnek aldığı annesi Shyamala Gopalan Hindistan’da doğan ve 19 yaşında eğitim için ABD’ye gelen, hep rüştünü ispat etmek zorunda kalan bir biyolog. Babası Donald J. Harris de yine ABD’ye öğrenci olarak gelmiş Jamaikalı bir ekonomist. Anne ve baba ‘havalı’ mesleklere sahip olsalar da ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmekten kaçamamışlar. Kamala Harris, bu eşitsizliği, haksızlığı her zaman dile getiren bir karakter ama asla “Biz ne büyük acılar çektik, hep dışlandık, hep aşağılandık” gibi ajitasyonlara veya acıyı yüceltmeye girişmiyor. Bunu direniş kültürünü aldığı anne ve babasına borçlu. Çünkü o iki göçmen öğrencinin romantik hikayesi bir protestoda tanışmalarıyla başlıyor. Kamala Harris, dayanıklılığı annesinden öğrendiğini sık sık dile getirse de ‘aktivist ruhu’ hem anneden hem babadan geliyor. Her ikisi de insan hakları için mücadeleye girişmiş güçlü karakterler. Anne-babası boşandığında Kamala Harris sadece 7 yaşındaydı ve kız kardeşi Maya ile birlikte annesiyle yaşamaya başladı. Stanford Üniversitesi’nde babalarını ziyarete gittiklerinde Palo Alto’da komşu çocuklarıyla kaynaşamayan Kamala Harris, “Bizim ten rengimiz koyu olduğu için diğer çocukların bizimle oynamasına izin yoktu” sözleriyle kolay geçmeyen çocukluğunu anlatıyor.
2009 yılında kaybettiği annesini “Gururlu bir kadındı. Çok zorluk çekti. Güçlü Hint aksanıyla konuşan bir kadın olduğu için her gün kendini yeniden ispat etmesi gerekti. Fakat annem hep kendisi oldu, kimseden kendisi olmak için izin istemedi” sözleriyle anıyor.
İkinci Adı: Mücadele
Kamala Harris için “Doğruyu ortaya çıkarmak üzere eğitilmiş ve kendini yetiştirmiş güçlü bir kadın” demek yanlış olmaz. Hayatının her aşaması büyük mücadelelerle geçmiş. Doğru bildiği için ayağa kalkmaktan ve sesini nezaketle çıkarmaktan çekinmemiş. İnsanlık için daha iyi olana erişmek uğruna hâlâ ve hep ayağa kalkmaya, savaşmaya hazır. Dayanıklılığı ise annesinden öğrendi. Dostları ve yakın çalışma arkadaşları sert mizaçlı olduğunu söylüyor. Tuttuğunu da koparan biri ama bu güleryüzlü olmasına engel olmamış.
İlk Olma Cesareti
Kamala Harris, yüzde 56 oyla seçilip San Francisco bölge savcısı olarak göreve başladı (2004). Bu göreve gelen ilk siyah ve Asya kökenli kadındı ve en büyük sınavlarından birini o yıl verdi. Çok sevilen polis memuru Isaac Espinoza vurulmuştu ve katili idam edilsin isteniyordu. Kamuoyu baskısı Harris’i ateş hattında bırakmış olsa da katili idam talebiyle yargılamadı. İdam cezasına ilkesel olarak karşıydı. Polis memurunun cenaze törenine giden Harris, dönemin politikacıları tarafından ismi verilmeden kürsüden eleştirildi. Tek başına kalmış olsa da doğru bildiğinde ısrar etme gücünü kendinde hep buldu.
2010 yılında California Başsavcısı olmak için seçime girdi ve yine büyük bir mücadele vererek kazandı. Bu pozisyona gelen ilk kadın, ilk siyah ve ilk Asya kökenli kişi oldu. 2014 yılında tekrar seçimlere girdi ve yüzde 57.5 oyla yeniden California Başsavcısı seçildi.
Bir Politikacı Doğuyor
Kamala Harris, Donald Trump’ın ipi göğüslediği 2016 başkanlık seçimlerinde California’dan Kongre’ye giren ilk Güney Asya kökenli ve ikinci siyahi senatör unvanını aldı.
ABD Başkanı Donald Trump, göreve gelir gelmez (28 Ocak 2017) yedi Müslüman ülkeden ABD’ye seyahati yasaklayan bir genelge imzalamıştı. Kamala Harris ise uluslararası çapta adını ilk kez bu genelgeye itiraz ederek duyurdu.
Trump’ın kabine ve üst düzey atamalarına ağır eleştiriler getiren Harris, 2018’de Senato Yargı Komitesi üyeliğine seçilerek Rusya’nın 2016 Başkanlık seçimlerine müdahalesiyle ilgili senatodaki soruşturmada aktif rol aldı. Bu kapsamda Adalet Bakanı William Barr’ı açıklanan “Müeller raporu” üzerine senatoda sorgulayan Harris, medyada adından sık sık söz ettirdi. Harris, Yargı Komitesinin yanı sıra Senato İç Güvenlik ve Devlet İşleri Komitesi, Seçilmiş İstihbarat Komitesi ve Bütçe Komitesinde de görev aldı.
2020 yılında başkanlık seçimlerine Demokratik Parti’den aday adayı olarak öne çıktı. Başlarda gördüğü ilgi azalınca Joe Biden lehine yarıştan çekildi. Demokrat Parti adaylığını kazanan Joe Biden ise 11 Ağustos 2020’de Harris’i ‘başkan yardımcısı’ olarak yarışa soktuğunu duyurdu.
Sıradaki Başkan Mı
Uzayan ve tartışmalı 2020 başkanlık seçimleriyle ilgili görüşü netti: “Bizim demokrasimiz bir adamdan veya kadından daha güçlüdür. Halk içindir. Ve halk gerekirse konuşur.”
Seçimi kazandıkları netleştiğinde ise şu tarihi konuşmayı yaptı:
“Umudu, birliği, onuru, bilimi ve evet, hakikati seçtiniz. Hep kalbimde olan annem, 19 yaşında bu ülkeye geldiğinde bu anı hayal edememiştir ama bunun gibi anların mümkün olduğuna kalpten inandığına eminim. Eşitlik ve adalet için mücadele etmiş, savaşmış, fedakarlık yapmış kadınların omuzları üzerinde yükseliyorum bugün. Siyah, Asyalı, beyaz, Latin, Amerikan yerlisi, bütün kadınların… Ben o ofisteki ilk kadınım ama kesinlikle sonuncu olmayacağım.”
2024 yılında yapılacak başkanlık seçimlerinde zaten çok yaşlı olan Biden’ın yeniden aday olmayacağına ve Demokratlar’ın Kamala Harris’te karar kılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Biden’ın bir süre sonra görevi Harris’e devredeceği söylentilerine çeşitli astrolojik öngörüler de eşlik ediyor. Bir astroloğun Kamala Harris’in 21 Nisan’da ABD başkanlık koltuğuna oturacağı kehanetini de buraya bırakalım. Huzurlarınızdan ayrılalım.