Yüzyılın Bağımlılığı: Sigara

1856 yılında Kırım Savaşı’nda askerlerin tütünü gazete kağıdına sararak başlattığı en yaygın tütün kullanım ürünü olan sigaranın içindeki tütünün yanması ile oluşan 7000’den fazla kimyasal maddenin 81’inin doğrudan kanser ile ilişkili olduğu ispatlandı. Tütün dumanındaki parçacık ya da gaz fazında bulunan maddelerin solunum yollarının yapı ve işlevini bozarak çok sayıda solunumsal hastalığa yol açtığı ise artık bilimsel bir gerçek…

Medicana International İzmir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Merda Erdemir Işık, 4 Şubat Dünya Kanser Günü ve 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü’ne özel olarak hazırladığı yazı, sigarayı bırakma ve özellikle akciğer kanseri hakkında bilinmeyenleri göz önüne seriyor.

Bile Bile Hasta Olmayın

Sigaranın içinde bulunan tütün, insan vücudundaki tüm organlara zarar vererek hem yaşam kalitesini bozar hem de yaşam süresinin kısalmasına neden olur. Sigara içenler içmeyenlere göre daha fazla hastalanır, daha fazla sağlık hizmetleri kullanır, daha fazla iş veya okul devamsızlığı yapar ve sağlık hizmeti kullanır. Sigaranın sebep olduğu kanserlerin başında akciğer kanseri gelmekte olup ağız içi kanserleri, larinks, yemek borusu, mide, böbrek ve idrar yolları, barsak, karaciğer, pankreas, mesane, rahim ağzı kanseri ve lösemi diğer sebep olduğu kanser hastalıklarıdır. Kronik hastalıklar arasında kalp krizi, yüksek tansiyon gibi  kalp damar hastalıkları, KOAH, astım, verem, interstisyel akciğer hastalıkları, beyin damar hastalıkları ve  felç, katarakt, ağız içi hastalıklar sayılabilir. Sigara içen kadınlarda; düşük yapma, erken doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma, kısırlık, doğum kontrol hapı kullanan grupta kalp krizi geçirme riski yüksektir. Erkeklerde kısırlık ve iktidarsızlığa neden olmaktadır.

Hep Daha Fazla Nikotin

Sigara bağımlılığının asıl sebebi ise içinde bulundurduğu nikotindir. Bağımlılık ortaya çıkarma özelliği açısından eroin, kokain ve alkolden hiç farkı yoktur. Nikotin, düşük dozlarda kalp atışı hızlanması, tansiyon yüksekliği, zevk alma, konsantrasyon artışı gibi uyarıcı etki gösterirken; yüksek dozlarda başlangıçta uyarıcı sonrasında sakinleştirici etki gösterir. Ödül gibi gelen bu değişikliklerin devam etmesi için vücut daha çok nikotin istemeye başlar. İçilen sigaranın sayısı giderek artar. Çünkü nikotinin meydana getirdiği etkilere karşı vücutta tolerans gelişir. Vücuttaki nikotin miktarı arttıkça etkisi azalır ve daha fazla nikotin isteği olur. Psikolojik bağımlılığın yanı ıra nikotin, fiziksel bağımlılığa da sebep olmaktadır. Sigara içilmediğinde vücuttaki nikotinin azalmasına bağlı oluşan yoksunluk belirtileri üç hafta süren huzursuzluk, uykusuzluk, bazen uykuya eğilim, sinirlenme, aşırı tepki verme, bazen kabızlık, konsantrasyon güçlüğü gibi belirtilerdir. Light ve mentollü sigara içindeki nikotin miktarı da aynı miktarda olduğundan daha az zararlı olduklarına dair düşünce olmakla birlikte daha zararlı olabilecekleri bile kanıtlanmıştır. Yapılan bir çalışmada mentollü sigara içenlerin; sigarayı bırakmakta daha çok zorlandıkları, sigarayı bıraktıktan sonra tekrar başlama oranının daha yüksek olduğu ve tütün içindeki zararlı maddelere maruziyetin daha fazla olduğu gösterilmiştir.

Öncelikle Kararlı Olun

Sigarayı bırakmak için kişinin istekli olması ve karar vermesi gerekmektedir. Bağımlılık yapıcı bir maddeden kurtulmak güçtür ancak imkansız değildir, kararlılıkla başarılır. Sigaranın bırakıldığı ilk 2-3 haftalık dönem nikotin yoksunluk belirtilerinin gözlendiği en zor dönemdir. Bu dönemde görülen sinirlilik, huzursuzluk, uykusuzluk, konsantrasyon güçlüğü, bazen kabızlık, iştah artışı belirtileri normaldir; fakat geçicidir. Bu dönemde sigarayı hatırlatacak ortamlardan, aktivitelerden kaçınmak, sosyal çevrenizden alacağınız destek, aklınıza sigara  geldiğinde yapılacak küçük yürüyüşler, duş alma gibi aktiviteler, iştah artmasına karşı sakız çiğneme , kalorisi düşük atıştırmalıklar ve su içme gibi yöntemler bu dönemin daha kolay geçmesine yardımcı olacaktır.

Sigarayı Hayatınızdan Çıkarmak İçin Tavsiyeler

Sigarayı bırakmak için kişinin  istekli olması ve karar vermesi gerekmektedir. Bağımlılık yapıcı bir maddeden kurtulmak güçtür ancak imkansız değildir, kararlılıkla başarılır. Bırakmak için kendinize bir gün belirleyin ve kararlı olun, ertelemeyin.

-Sigaradan kurtulmayı istemenizin nedenlerini bir yere yazabilir ve sürekli görebileceğiniz bir yere koyarak kendinizi motive edebilirsiniz.

-Sigarayı bıraktığınız gün kendinize hediye alabilirsiniz.

-Sigarayı bırakmak istediğinizi aileniz ve arkadaşlarınızla paylaşıp onlardan destek istemeli, aralarında sigara içen varsa yanınızda içmesini engellemelisiniz.

– Size sigarayı hatırlatabilecek sigara paketi, küllük, çakmak gibi eşyaları ortadan kaldırmalısınız.

-Sigara içme eylemini hatırlatacak olan yemek sonrası dönemlerde yemek sonrası sofradan hemen kalkabilir, dişinizi fırçalayabilir, meyve yiyebilirsiniz.

-Çay kahve gibi sigarayla birlikte alınabilecek içeceklerin sıklığını azaltıp, bunun yerine su içebilirsiniz. –İş ortamı ya da evde uğraştığınız herhangi bir iş size sigarayı hatırlatıyorsa işinize odaklanmaya çalışmalı ya da o işten bir süre uzaklaşıp kısa bir süre farklı şeylerle oyalanmaya çalışmalısınız.

-El ağız alışkanlığınız varsa sigara içmek istediğinizde bunun yerine stres topu ya da kalemle oynayabilir, şekersiz sakız çiğneyebilir, su içebilir, meyve yiyebilirsiniz.

-İlk 2-3 hafta sigara içilen ortamlara girmemeye çalışmalısınız. Yaşınıza uygun sportif faaliyetlere başlayabilirsiniz.

-Asla ‘bir sigara içsem ne olur?’ düşüncesine kapılmamalısınız.

Kişi, kendi kendine bırakmayı denediğinde zorlanıyorsa etkinliği kanıtlanmış tıbbi tedavi yöntemlerinden yararlanabilir. Bu yöntemler, nikotin sakızı ya da bantı gibi nikotin yerine koyma tedavileri, ağızdan yutularak kullanılan bupropion ve vareniklin’dir. Her üç yöntem de içme isteğini azaltması ve yoksunluk belirtilerini önleme açısından başarılıdır. Doktor kontrolünde kullanılması ilaçların etkinliğini artıracaktır. Bırakma konusunda kararlı vakalara  uzmanlaşmış hekimce tekrarlayıcı ve yeterince zaman ayrılarak tedavi sürdürülmelidir. Günümüzde giderek yaygınlaşan çeşitli tıbbi olmayan yöntemler  (akapunktur, luksapunktur, bio-rezonans, IOS, Ailen Carr yöntemi, lazer tedav isi, elektronik sigara, nikotin sigarası vs ) ise etkinliği kanıtlanmış yöntemler değildir ve önerilmemektedir.

Peki Bıraktıktan Sonra Neler Ouyor?

Sigara bırakıldığı andan itibaren vücutta görülmeye başlanan değişiklikler ise;

20. dakikada nabız, kan basıncı ve vücut ısısı normale döner,

21. saatte kanda karbonmonoksit gazı hızla azalır.

2 hafta – 3 ay sonra

– Efor kapasitesi artar,

– Öksürük azalır, 3 ay içinde kaybolur,

– Balgam varsa 2 haftada yarı yarıya azalır,

– Soluk alıp verme kolaylaşır,

– Koku ve tat alma duyuları iyileşir,

– Bağışıklık sistemi güçlenmeye başlar,

– Diş ve parmaklardaki sarı lekeler kaybolur.

1.yılda

– Kalp krizi geçirme riski  %50 azalır,

– Beyin kanaması ve bacaklardaki damar hastalığı riski %30-50 azalır,

– KOAH (kronik obstrüktif akciğer hastalığı) gibi solunum yetmezliğine yol açabilen akciğer hastalıklarının ortaya çıkması engellenir, varsa ilerlemesi durur.

5. yılda

– Ağız, gırtlak, yemek borusu , idrar torbası kanseri riski yarı yarıya azalır.

1O. Yılda

– Felç olma riski 5-1O yıl içinde hiç sigara içmemiş olanlarla aynı düzeye iner,

– Akciğer kanseri, ağız, gırtlak, yemek borusu, idrar torbası, böbrek, pankreas kanseri riski azalmaya devam eder.

15. yılda

– Kalp koroner damar hastalığı ve kalp krizi riski hiç içmeyenlerle aynı olur.

Sigaranın En Yakın Arkadaşı: Akciğer Kanseri

Akciğer dokularındaki hücrelerin DNA mutasyonuna uğraması sonucu kontrolsüz bir şekilde çoğalması ile oluşan akciğer kanseri, kimyasalların solunması, sigara kullanımı, genetik yatkınlık ve sigara dumanına maruz kalınması gibi çeşitli nedenlerle oluşabilir. Dünya genelinde hem erkeklerde hem de kadınlarda kansere bağlı ölümlerin en sık nedeni olup, tüm kanser ölümlerinin yüzde 20’sinden sorumludur.

Sadece Yüzde 1’i Sigara İçmeyen Kişilerde Görülüyor 

Akciğer kanseri, küçük hücreli akciğer kanseri ve küçük hücreli olmayan akciğer kanseri olarak iki gruba ayrılır. Akciğer kanserlerinin %10-15’ini oluşturan küçük hücreli akciğer kanseri, çok hızlı büyür ve metastaz yapar. Sigara ile yakından ilişkilidir ve %1’i sigara içmemiş kişilerde görülür. Tüm akciğer kanserlerinin %85-90’ınını oluşturan küçük hücreli olmayan akciğer kanseri ise yassı hücreli, adenokanser ve büyük hücreli kanser olarak kendi içinde üçe ayrılır. Adenokanser sigara içmeyenlerde ve kadınlarda sık görülürken son yıllarda görülme oranı giderek artmaktadır.

Sigara, akciğer kanserinin en sık nedeni olmakla birlikte sigara içme süresi, günlük içme sayısı, başlama yaşı, derin çekme ve katran miktarı gelişme riskini etkilemektedir. Sigaranın bırakılması durumunda akciğer kanseri olasılığı zamanla azalmakta ve sigara bırakıldıktan 10-20 yıl sonra hiç içmemişlerin düzeyine yaklaşmaktadır. Pasif içicilik de akciğer kanseri riskini %20-30 arttırmaktadır. Sigara dışında asbest, radon gazı, uranyum berilyum gibi kimyasal maruziyetler, hava kirliliği, genetik yatkınlık, içme suyundaki yüksek doz arsenik, radyoterapi, akciğerde geçirilen hastalıklara bağlı kalmış olan hasarlı dokular akciğer kanserinin diğer nedenleridir.

Tüm tanı ve tedavi olanaklarına rağmen akciğer kanseri hala kanserden ölümlerin nedenleri arasında ilk sırada yer almaktadır. 5 yıllık yaşam süreleri küçük hücreli akciğer kanserinde %5; küçük hücreli dışı akciğer kanserinde evre 1 hastalarda %57-67, evre 4 hastalarda ise yüzde 1’dir. Önlenebilir olması ve erken tanı ile tedavi edilebilir olması nedeniyle tütün kullanımına karşı ve hastalığın belirtileri ile ilgili  halkın bilinçlendirilmesi akciğer kanseriyle savaşın en önemli basamağıdır.