Elon Musk hemen her gün dilimizde –hatta en son Twitter’ı satın alarak yine en çok konuşulan isim olmayı başardı- ama şöhreti ondan da önce yakalamış annesi Maye Musk, ‘hayat nasıl yaşanır’ın abidesi olarak dikkatle bakılmayı fazlasıyla hak ediyor. Maye Musk kim? 73 yaşında model, diyetisyen, influencer, rol model…
Biri gökte (uzaya roket gönderen güncelin en ilerici dâhisi Elon), diğeri yerde (toprağa inanan girişimci Kimbal) olmak üzere iki oğula ve ayakları yere sağlam basan (sadece kadın yönetmenlerle çalışan yapımcı Tosca) bir kız evlada ve 12 toruna sahip olan Maye Musk… Time, Women’s Day, Vogue dergilerine kapak olan modellik kariyeri; Virgin America havayolunun reklamı ve Beyonce’nin Haunted klibinde boy göstermeye kadar giden oyunculuk denemeleri; yazdığı kitaplar ve sosyal medya gücüyle Maye Musk’ı gelin daha yakından tanıyalım.
Kargo Uçağıyla Afrika’ya
Ailesi 1950’de dört çocuğunu da alarak bir kargo uçağıyla Kanada’dan Güney Afrika’ya taşındığında Maye sadece 2 yaşındaydı. Kargo uçağıyla okyanusu aşarak gelmişlerdi çünkü babasının kargo gemisine yüklenmesi gereken bir pırpır uçağı vardı. Johannesburg’a inerlerken jakaranda ağaçlarının çiçek açma zamanıymış. Mor bir cennete inmek gibiymiş Güney Afrika’ya varışları. Tüm çocukluğu orada satın aldıkları müstakil bir evde geçmiş. Öyle bir ev ki kimi zaman aslanlar kimi zaman yılanlar uğruyor. Kayropracter baba hemen işe koyulmuş ama hiçbir zaman zengin olmamışlar. Zenginlik bir yana asla dışarıda yemek yiyemeyecek kadar mütevazı koşullarda yaşamışlar. Tatil diye yıllarca çöle gitmişler. Annesi her zaman harcamalarla ilgili dikkatli ve tutumlu bir kadınmış çünkü yeni bir kıtada, yeni bir ülkede maceraya atılmalarının gerisinde acılı Kanada resesyonu yatıyormuş.
Tescilli Güzelin Cehennem Evliliği
Daha lise öğrencisiyken tanıştığı Errol Musk, Maye’nin yaşamındaki en önemli değişimleri yaratan kişi… Errol’un kendisini aldattığını öğrenince bir hafta ağlayan Maye, beş kilo verir. O sıralar öğrenci bir arkadaşı ona güzellik yarışmasına katılmasını önerir. 15 yaşından beri modellik yapan Maye, 20 yaşında güzellik tacını takar. O artık tescilli bir güzeldir. En sonunda onu aldatan erkek arkadaşıyla evlenir. Bir yandan üniversitede beslenme eğitime devam eder bir yandan da modellik kariyerini sürdürür. Ve çok kötü bir evliliğin içinde bulur kendini. Korku içinde yaşadığı evliliğinde, ayrılırsa başına gelecek felaketlerle tehdit edilir hep. O cehennem evlilikten kendisinin ve çocuklarının sağ çıktığını hâlâ gururla anlatıyor. En sonunda çocuklarıyla birlikte kaçtıklarında kocası için ‘uzaklaştırma kararı’ çıkarttırır. Yıllarca ‘kötü annelik’ gerekçesiyle eşi tarafından mahkemeye verilir. Evliliğini ve boşanmasını anlattığı şu cümleleri kurşun gibi ağır:
“O kadar uzun süre fiziksel ve psikolojik şiddet gördüğünüz evliliğinizden çıktığınızda da sorunlar devam ediyor aslında ama diyorsun ki hiç olmazsa artık dayak yemeyeceğim. Hayattayım.”
Çocukları Yeni Hiçbir Şey Giyemedi
Eski kocası maddi hiçbir yardımda bulunmadığı gibi Maye’nin birikimlerinin de üstüne konmuştu. Nafaka almadan üç çocukla büyük bir yaşam sınavı verdiği günleri şöyle anlatıyor:
“Asla çok iyi yemekler yiyemezdik, çocuklara hep ikinci el okul formaları, kullanılmış kitaplar alırdım, devletin dağıttığı gıda yardımlarıyla çocuklarımı beslerdim. Hep fasulye konservesi yapardım. O kadar çok fasulye yedik ki! Ayrıldıktan ancak altı ay sonra bir cuma akşamı yemeği için tavuk alabilmiştim. Ama o yoksulluk bile evliliğimizden daha iyiydi. Çocuklarım asla yoksulluğumuzdan şikayet etmedi. Hâlâ eski eşimden korkuyorum.”
Okudu, Kariyer Yaptı, Çocuk Büyüttü
Hem okudu hem çalıştı hem de üç çocuk büyüttü Maye. Master yapmaya yetecek parası yoktu ama hastane stajına başladı. Ayda 300 dolar alıyor, tek odalı bir daireye 77 dolar kira ödüyordu. Çocuklar yatak odasında yatıyordu, o ise salonun mutfağında uyuyordu. Fakat o günleri bir ezilmişlik duygusuyla anlatmıyor Maye, hep eğlendiklerini söylüyor. Hastane yemek tedarik ettiği için çok mutlu olduklarını anlatıyor, yine sesinde neşeli bir çınlamayla.
İkinci kez master yapmak için Toronto’nun yolunu tuttu. “Çocuklarımın orada benim çalıştığım üniversitede bursla okuma imkanları vardı ama üç çocuğum da kendi burslarını bulup istedikleri üniversitelerde okudular” diyor gururla.
Mars’a Gitmek İstemiyor
50 yaşında saçlarını boyamaktan vazgeçince Maye’nin hayatı değişti. Ona iş bulamayan büyük ajansını bırakıp küçük bir ajansa gitti ve bir süre sonra beyaz saçlarıyla Manhattan’ın meşhur Time Meydanı’nda billboard’ları süslüyordu. 60 yaşından sonra yeniden başlayan modellik kariyerinde sosyal medyanın da çok katkısı olduğunu kabul ediyor. 65 yaşında Time dergisi için nüde fotoğraf da çektirdi.
1996’da beslenmeyle ilgili ‘Harika Hisset’ ve 2019’da kendi hayatıyla ilgili ‘Bir Kadın Plan Yaparsa’ kitaplarını yayımladı. İkinci kitabı çok satanlar arasına girdi, tüm dünyada özellikle kadınlar tarafından ilgiyle karşılandı. Şimdi Instagram’da 600 bine yakın takipçisiyle her gün samimi bir ilişki yürütüyor. Etki yaratmayı seviyor. Yaşın önemi olmadığına, her zaman insanın kendini eğitmesine ve eğitimine devam etmesine inanıyor.
Maye, güçlü ve başarılı bir kadın olmanın çok ötesinde… Üç tane güçlü ve başarılı çocuğu tek başına yetiştirmiş. Çocuklarını anlatmaya hep kızından başlıyor –pozitif ayrımcılık yaparak. Bir roketle Mars’a gitme fikrine pek sıcak bakmıyor ama torunlarının gideceğinden ise emin.
İlginç Olmak Daha Önemli
“İnsanların çoğu iyi ama bazı insanlar çok kötü ve değişmiyorlar. Ben onlardan değiştirmek istediklerim yüzünden çok acı çektim. Kibar ve başkalarını düşünen biri olamıyorsa karşınızdaki, sizin gitme vaktiniz gelmiştir” diyor.
İlginç ve eğlenceli olmanın güzel olmaktan daha önemli olduğunun altını çiziyor.
Peki, yaşına rağmen sahip olduğu muhteşem fiziği? Fit olmasını yediği her şeyi ve her saatini planlamasına bağlıyor. Çok fazla sebze ve meyve yiyor. Tatlı, hamur işi gibi zararlıların eve girmesi bile yasak! Dondurma dahi yemiyor. Uykusuna çok dikkat ediyor. Günde üç kez köpeğini gezdiriyor. Pandemi sürecinde evinde egzersiz yapmayı sürdürdü ve bununla da örnek oldu.
Başarısızlık? Olmaz olur mu? Aşkta başarılı olamadığını düşünüyor. “Elini tutup kumsalda yürüyebileceğim bir adamı hep bekledim ama karşılaşmadık” diyor yine tebessümle, “Hep onlardan daha akıllı, sofistike, eğlenceli, özgürdüm. Bana ‘Sıkıcı, zayıf, çirkin’ deyip ayrılıyorlardı benden. Hep onlara fazla geldim.”
Yıkılan özgüveni yeniden inşa etmenin güçlüğüne değinerek kadınlara son bir tavsiyede bulunuyor: “Asla size hakaret edilmesine izin vermeyin!”