İzmir’de 30 Ekim’de yaşanılan 6.6 büyüklüğündeki deprem, bu doğal afete karşı tüm vatandaşların can ve mal güvenliğinin korunması gerektiğini yeniden gündeme taşırken, deprem sonrasında da hayata güvenle devam edilebilmesi için deprem sigortasının önemini de gün yüzüne çıkardı. Bulunduğu jeolojik yapı gereği Türkiye’de en çok görülen afet türlerinden olan deprem, sadece meydana geldiği bölgeyi değil, ülkeyi de ekonomik olarak etkileyebilecek bir özellik gösteriyor. “Zorunlu Deprem Sigortası” deprem ve depremdem kaynaklanan risklere karşı güvence oluştururken, yaşamın normale dönmesine de katkı sağlıyor. Arkas Sigorta, bu konuda da hizmet verirken vatandaşlara zorunlu deprem ve konut sigortalarını yaptırmalarını öneriyor.
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) “Deprem geçecek, hayat devam edecek” yaklaşımından yola çıkarak, deprem sonrasında vatandaşların yaşamının kaldığı yerden yeniden güvenle devam edebilmesini amaçlıyor. Zorunlu Deprem Sigortası ile deprem ve depremden kaynaklanan yangın, infilak, yer kayması ve tsunami risklerine karşı sigortalı konut sahiplerine maddi güvence sağlıyor. İster oturulamaz durumda ister kısmî hasarlı olsun, bina zararını en hızlı şekilde tazmin ederek, yaşamın normale dönmesine aracılık ediyor. Zorunlu Deprem Sigortası, yaşanılan binada depremin meydana getirdiği maddi zararları karşılamaya yönelik bir teminat sistemi olarak öne çıkıyor. Bu sayede yaşamın deprem öncesindeki temel standartlarında devam edebilmesini amaçlıyor. Deprem gerçeğiyle yaşamak zorunda olduğumuz ülkemizde bu hedeflere birlikte ulaşabilmesi, deprem sonrasında güvenceye sahip olabilmekten geçiyor. Bunu sağlayan “Zorunlu Deprem Sigortası”nın yaptırması da önem taşıyor.
Deprem Gösterdi ki…
30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle malesef onlarca insanımız vefat etti ve yüzlerce insanımız da yaralandı. Deprem, geniş bir coğrafyayı etkilemesi ve sonuçları itibariyle oldukça yıkıcı afet türleri arasında yer alıyor. Bu depremin merkez üssü Yunanistan’ın Sisam Adası olmasına rağmen İzmir’deki etkisi oldukça yıkıcı oldu. Birçok insanın evi yıkıldı ya da oturulamaz hale geldi. Bu nedenle hayatta kalanlar için zorlu bir süreç başladı. Kurulan çadır kentler, akabinde merkezi ve yerel yönetimin yardımlarıyla aileler çadır kentlerde yaşamak durumunda kaldı. Daha şanslı olanlar ise belediyenin sağladığı konutlarda 1 yıl süre ile kira ödemeden oturma şansına kavuştu. Ancak çoğu aile, 1 günde hem evlerini hem de eşyalarını kaybettiler. Yıllarca çalışma sonucu edinilen bu birikimler 40 saniyelik bir sarsıntı ile yok olup gitti. Konutu yıkılan ya da yıkılmadığı halde ağır hasarlı olması nedeniyle evine giremeyen ve eşyalarını alamayan birçok ailede mevcut.
Maddi Zararları Karşılamak Mümkün
Deprem sigortasını ve konut sigortasını yaptıranlar ise sigorta şirketlerinden hasarlarını alarak maddi zararlarını karşıladılar. Poliçesi olmayanlar ise; devlet, belediye ve çeşitli yardım kuruluşlarından gelecek olan destekleri bekliyorlar. DASK, hasar ödemelerinin çoğunu yaparak oluşan maddi zararı karşıladı. Ancak tek başına Zorunlu Deprem Sigortası meydana gelen zararı karşılamaya yetmiyor. DASK, standart bir uygulama yaptığı için ortlama bir maliyet belirliyor. Bu da konutlar arasındaki maliyet farkını dikkate almadığı anlamına geliyor. Örneğin, 120 metrekarelik bir binanın DASK’a tabi değer teminatı 2020 yılı için 136.080 TL. Bu rakam bir çok konutun yeniden inşa bedelini karşılamıyor. 120 metrekarelik bir binanın yeniden inşa bedelinin yaklaşık olarak 300.000 TL olduğu düşünüldüğünde 163.920 TL’lik bir eksiklik mevcut oluyor. Bu fark da, konut sigortası ile teminat altına alınabiliyor. Yani 300.000 TL lik bir konutun deprem riski için 136.080 TL’lik DASK ve 163,920 TL’lik farkı kapsayacak konut sigortası yapıtırılması gerekiyor. Ayrıca eşyalar için de konut sigortasından deprem zararı karşılanabiliyor.
Zorunlu deprem ve yangın sigortası teminat limiti ve poliçe primleri konutun metrekare, yapım yılı ve bina yapı tarzına göre değişkenlik gösteriyor. Sigorta bedelinin tespitinde arsa hariç binanın yeniden inşa bedeli dikkate alınıyor. Bulunan bu bedelden ise binanın yaşı, yapım tarzı dikkate alınarak eskime düşülüyor. Hasar anında ise binanın yaşına göre hesaplanan bir eskime indirimi (amortisman) yapılıyor.