Su altı dünyası ekolojik yaşamın geleceği açısından büyük bir önem taşıyor. Su altı, turizmde insanlar için cazibe oluştursa da çevreci unsurlarıyla da doğal dengeye katkı sağlıyor. Bunun bir yönü de su altında oluşturulan müzeler. Halkın gelişmesini destekleyen, ortak kültürlerin buluşmasını sağlayan su altı müzeleri dalış sporları için oldukça uygun imkanlar sunarken deniz canlıların korunması ve çeşitliliğinin artırılmasında da rol oynuyor. Dünyanın belirli kentlerinde kurulan su altı müzeleriyle ekosisteme ve çevre konularına dikkat çekiliyor. Türkiye’nin ilk sualtı müzesi olan Side Sualtı Müzesi’nin de deniz ekosistemine yarar sağladığı gözleniyor.
Denizi ve sualtını merak eden insanın doğasından gelen bu ilgi, turizm yatırımcılarını da cezbediyor. Var olan arkeolojik ve doğal dokunun dışında su altında turizm amacıyla hazırlanan unsurlar günümüz önemli girişimleri arasında öne çıkıyor. Arkeoloji ve su altı arkeoloji mirasının bilinçli bir şekilde korunması ve bu bilgilerin yaygınlaştırılması, çevreyi, denizi ve ekolojiyi koruma bilincinin de gelişmesini sağlıyor. Side Sualtı Müzesi de bu anlamda önemli bir örnek oluşturuyor.
Avrupa’nın En Büyük Su Altı Müzesi: Side Sualtı Müzesi
İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri Deniz Ticaret Odası (İMEAK) Antalya Şubesi tarafından Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın (BAKA) desteğiyle Manavgat ilçesinde yaptırılan Side Sualtı Müzesi, Anadolu medeniyetlerinin zenginliklerini barındırıyor. 117 heykelin sergilendiği müze, Side’nin yaklaşık 1,5 mil açığında 6-24 metre arasında değişen derinliklerde bulunuyor. Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın ise en büyük su altı müzesi olan Side Su Altı Müzesi özellikle yabancılardan büyük talep görüyor.
Müzede Yer Alan Heykeller
Müzedeki heykel ve minyatürler 5 ayrı temaya sahip olmakla birlikte deniz faunasına zarar vermeyecek şekilde yerleştirildi ve şamandıralarla koruma altına alındı. Müzede semazenler, Türk bayrağı ve Türkiye yazısı, Suriye’deki savaştan kaçarken denizde hayatlarını kaybeden çocuklar anısına yapılan çiçek bahçesi, deniz kızı, Apollon Tapınağı’nın minyatürü, Mevlana, Poseidon, Efes Antik Kenti heykelleri ve Kurtuluş Savaşı’nı anlatan tematik heykeller yer alıyor.
Meksika’daki 470 heykelli su altı müzesinden sonra 117 heykelle dünyada ikinci sırada yer alan müzede, yılda yaklaşık 10 bin kişi dalış yapıyor. Yılın 6-7 ayı dalışın mümkün olduğu müzede 3,5 metre yüksekliğinde, 5 ton ağırlığındaki Poseidon en büyük heykel olarak göze çarpıyor.
Deniz Ekosistemine de Fayda Sağladı
Su altı müzesinin açılmasıyla birlikte değişim başladı ve bölge deniz canlılarının toplandığı bir alan oldu. Müze açıldığı günden itibaren, su altı müzesinin olduğu noktada balık ve deniz dibi canlı popülasyonunun arttığı saptandı. Bölgede daha önceki yıllarda 2 ya da 3 balık türü varken günümüzde rengarenk balık türlerine rastlanmaya başlandı. Ayrıca deniz dibi ekosisteminin vazgeçilmezi sünger türleri de çıktı.
Su Altı Parkından Su Altı Müzesine Çevresel Farkındalık…
Su altı müze tarihinde ilk örneği 2006 yılında Jason DeCaires Taylor tarafından yapılan “Molinere Sualtı Heykel Parkı” oluşturuyor. İngiliz sanatçı Taylor, Grenada kentinde bir dalış okulunda çalıştığı dönemde bazı deniz biyologları ile birlikte deniz altında bir sualtı bahçesi oluşturma fikrini geliştirdi ve heykel alanında almış olduğu eğitimin de etkisiyle ilk denemesini yaparak “The Lost Correspondent” projesini başlattı. Mercan resiflerinin yok oluşuna ve doğaya verilen zarara dikkat çekmek isteyen Taylor’ın heykellerinin sayısı zamanla 26’ya ulaştı. Bunun sonucunda dünyanın ilk su altı heykel parkı meydana geldi. Taylor’ın doğayı korumaya yönelik kurduğu hayalin yansıması olan bu bahçe, ortak akıl ve harekete dair bir girişim olarak görülüyor.
Grenada’daki ilk heykel parkını, yine Jason DeCaires Taylor’ın su altı müzesi olarak anılan Meksika Cancun’da bulunan “Museo Subacuatico de Arte” izliyor. 2009 yılında yüz heykel ile başlayan proje bugün 470 adet beton heykele ev sahipliği yapıyor. Sanatçının heykelleri toksik olmayan, PH değeri nötr olan çimentolardan üretiliyor. Böylelikle deniz biyokütlesini etkileyerek bazı türlerin yeniden üretilmesine katkı sağladığı belirtiliyor.
İspanya’da 12 metre derinlikte bulunan su altı müzesi “Museo Atlantico” ise Avrupa’nın ilk su altı müzesi olma özelliği taşıyor. Lanzarote şehrindeki müzeyi sadece dalış yapabilenler ziyaret ediyor. Projenin, çevresel kalkınma konusunda farkındalık yaratmak amacıyla sanat ve turizmin birleştirilmesi fikrinden hareketle gerçekleştirildiği ifade ediliyor.
Kaynaklar
AA(2019), Side Sualtı Müzesi 50 bin ziyaretçi ağırladı
https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/side-sualti-muzesi-50-bin-ziyaretci-agirladi/1634852
CNNTÜRK (2019), Side Sualtı Müzesi’nin büyüleyici güzelliği
https://www.cnnturk.com/turkiye/side-sualti-muzesinin-buyuleyici-guzelligi?page=1
ERKURT Osman, PAKER Serim (2014), Sualtı Arkeoparkları ve Deniz Turizmi, Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dergisi, Cilt: 6, Sayı:2, 135
NTV (2019), Side Su Altı Müzesi’ne Rus ve İngiliz ilgisi
https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/side-su-alti-muzesine-rus-ve-ingiliz ilgisi,YxhUoiXwEUCusw7xkzy_qw/iG0TsG70DEmgyKXZ4EDyyg
SÖZCÜ (2017), Avrupa’nın ilk ve tek su altı müzesi
https://www.sozcu.com.tr/hayatim/seyahat/avrupanin-ilk-ve-tek-su-alti-muzesi/?utm_source=dahafazla_haber&utm_medium=free&utm_campaign=dahafazlahaber
TRT HABER (2019), Türkiye’nin ilk su altı müzesi Side’de
https://www.trthaber.com/haber/yasam/turkiyenin-ilk-su-alti-muzesi-sidede-411731.html
YAZICI Ferit (2017), Günümüz Heykelinin Sergilenmesinde Alternatif Alan Olarak Sualtı Müzeleri, İdil Sanat ve Dil Dergisi, Hakemli Dergi, Cilt: 6, Sayı: 32, 1271-1278.