Uzayla olan macerasında önemli gelişmeler kaydederek geçen yakın zamanda asteroitlerin yörüngesine de müdahale edebilen insanlık, derin boşluktaki keşiflerini ara vermeden sürdürüyor. Hubble uzay teleskobunun yerini alan James Webb teleskobu uzayın derinliklerinin detaylı fotoğrafını çekerek bilim insanlarına yeni ufuklar açarken, mavi gezegenimizi tehdit eden asteroitlere ilişkin yeni bulgular da tedirginlik yaratıyor. Şili’deki Karanlık Enerji Kamerası kullanan gökbilimciler, Güneş’in parlak ışığına gizlenen üç asteroit belirledi. Bilim insanları, bu asteroitlerin bir gezegenle çarpışmaları durumunda felakete yol açabilecek kadar büyük olduğunu belirtiyor.
Bilim insanları Dünya-Venüs yörüngelerini içeren alanı araştırırken daha önceden keşfedilmeyen asteroitlerle karşılaştı. Şili’deki Cerro Tololo Inter-Amerikan Gözlemevi’nde bulunan 4 metrelik Victor M. Blanco teleskobunun Karanlık Enerji Kamerasını kullanan gökbilimcilerinin tespit ettiği asteroitlerden ikisinin çapının yaklaşık 1-1,5 kilometre olduğu ifade ediliyor. Bu nedenle bu iki asteroit “gezegen katili” olarak tanımlanıyor. Araştırmacılar bu gök cisimlerinin Dünya için risk teşkil edip etmediğini anlamak amacıyla yörüngelerini de hesaplayarak üç asteroitten ikisinin Dünya’ya çarpma riskinin olmadığını belirledi. Ancak “2022 AP7” adı verilen 1,5 kilometrelik çapa sahip diğer gök cismi ise potansiyel tehlikeli sınıfına alındı. Gezegenimiz için ufak da olsa çarpma ihtimali bulunan asteroitler, “potansiyel tehlike” şeklinde kategorize ediliyor. Gökbilimciler, ‘2022 AP7’nin herhangi bir çarpma durumunda potansiyel etkisinin birden fazla kıtada hissedileceğini söylüyor.
Şimdiye kadar dünyaya yakın binlerce gök cisminin keşfinde bulunan Gökbilimciler, kör noktalar nedeniyle bazı asteroitlerin tespit edilmesinin güç olduğunu ifade ediyorlar. 2013’te Rusya üzerinde bir meteor patlamış, şok dalgası 1500 kişinin yaralanmasına, 4 bin 300’den fazla binanın da hasarına sebep olmuştu. Bilim insanları bu göktaşının gelişini kör noktada olmasından ötürü öngörememişti.
DART Misyonu
Yeni asteroitlerin tespit edilmesine olumlu yaklaşılıyor ve Dünya’ya çarpmasının engellenebileceği düşünülüyor. Buna en yakın örnek olarak Dimorphos asteroidi verilebilir. Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA), gezegen savunma denemesi için eylül ayında DART adı verilen bir uzay aracını fırlatmış, araç Dünya’ya yakın konumda yer alan Dimorphos asteroidine kasten çarparak cismin yörüngesini değiştirmeyi başarmıştı.
Asteroitler Hakkında
Belirli bir yörüngede Güneş’in etrafında dönen çeşitli boyut ve şekillerdeki kaya ve metal parçalarına asteroit adı veriliyor. Asteroit Kuşağı olarak adlandırılan bölge ise Mars ve Jüpiter arasaında yer alıyor. Bu kuşakta milyonlarca asteroit bulunuyor. Asteroitler gezegenlerden daha küçük olsalar da yüzlerce kilometre çapında olabiliyor. Çapı beş kilometreden fazla 20 asteroidin varlığı bilinirken 10 kilometreden daha büyük olanların sayısı ise oldukça az miktarda. Bilim insanları ortalama 100 yıllık bir arayla, yaklaşık 50 metreden büyük kayalık veya demir asteroitlerin Dünya yüzeyine ulaşmasının ve yerel felaketlere de neden olmasının mümkün olduğunu hatırlatıyor.