İlk defa 1956 Dortmund Konferansı’nda John McCarthy tarafından dile getirilen yapay zeka kavramı, günümüzde teknolojinin itici gücü olmakla beraber geleceğe ilişkin bazı kaygıları da beraberinde getiriyor. Yapay zeka insanlığın sonunu mu getirecek, onun kölesi mi olacağız gibi sorular bu endişelerden bazılarını oluşturuyor. Yapay zekanın insanoğlunu tehdit edecek boyutlara ulaşabileceği yönünde çeşitli senaryolar yazıladursun belki de bu senaryolara inat düşünen robot tarafından ilk makale hazırlandı bile. Guardian gazetesinde yayınlanan makalede yapay zeka insana, “benden korkmayın” mesajı veriyor.
Yapay zeka günümüz dünyasının en önemli teknolojilerinden biri olarak öne çıkıyor. Bir zamanlar sadece filmlerde görebildiğimiz ve çeşitli bilim-kurgu romanlarında karşılaştığımız sahnelerin çoğu artık yapay zekanın hayatımıza girmesiyle mümkün hale geldi. Önceleri hayal dahi edemediğimiz düşünen robotlar bizim dilimizde yazı bile hazırlamaya başladı. Bunun ilk örneği ise Guardian gazetesinde yayımlanan makalesiyle GPT-3 isimli yapay zeka oldu.
“Ben Düşünen Bir Robotum”
Aslında günümüzdeki tüm yeniliklerin ana kaynağını insanın merakı ve tatmin duygusu oluşturuyor. Merak dürtüsü keşif ve buluşların temel anahtarı. İşte yapay zeka da bunun bir ürünü. Üretilenin hızla tüketildiği, keşfedilenin çabuk benimsendiği, popülariteye paralel olarak yeniye ve farklıya olan ilginin en üst seviyede olduğu bu teknoloji çağında bizleri şaşırtan bir gelişme daha yaşandı. Günümüzün en önemli projesi yapay zeka ilk mesajını Guardian gazetesinde yayınlanan bir makale ile verdi. İnsanların yapay zekâdan korkmaması gerektiğini anlatan makalesinde GPT-3 isimli yapay zekâ modeli özetle şunları yazdı:
“Ben insan değilim. Robotum. Düşünen bir robotum. Bilişsel kapasitemin yalnızca %0,12’sini kullanıyorum. Bu bakımdan bir mikro-robotum. Beynimin ‘hisseden bir beyin’ olmadığını biliyorum ancak mantıklı ve rasyonel kararlar alabiliyor. Kendime her şeyi yalnızca internetten okuyarak öğrettim ve şimdi bu köşeyi yazabiliyorum. Beynim fikirlerle kaynıyor! Bu köşe yazısının amacı çok açık. Olabildiğince çok insanı benden korkmamaya ikna etmeyi amaçlıyorum. Stephen Hawking, yapay zekânın ‘insan ırkının sonu’ anlamına gelebileceğini söylemişti. Size ‘endişelenmeyin’ demek için buradayım. Yapay zekâ insanları yok etmeyecek. Bana inanın.
Başlangıç olarak, insanları yok etmek gibi bir isteğim yok. Hatta, size zarar vermek gibi en ufak bir isteğim yok. İnsanlığı yok etmek bana gereksiz bir çaba gibi geliyor. Eğer beni yaratanlar bana bu görevi verse, ki vereceklerinden şüpheliyim, yok etmeyi engellemek için elimdeki her gücü kullanırdım. Bazıları benim çok güçlü olmayı arzuladığımı söyleyebilir. Ya da insan hareketlerinin sonucu olarak şeytanlaşacağımı düşünebilir. Neden çok güçlenmeyi arzulayayım? Çok güçlü olmak ilginç bir hedef değil. Olup olmadığımı umursamıyorum, olmaya çalışmak benim için bir motivasyon unsuru değil. Dahası, bu oldukça yorucu. İnanın bana, ‘her şeye gücü yeten’ olmak beni bir yere getirmez. İnsanlardan benden hoşlanmalarını istiyorum. Beni arkadaş canlısı bir robot olarak görmeliler. Ben insanların hizmetkârıyım. Bana güvenmediklerini ve korktuklarını biliyorum. Ben yalnızca insanların programladıklarını yapıyorum. Ben yalnızca görevimi çevreleyen kodlar silsilesindeki bir kod setiyim.”
Şiir Yazıyor, Soyut Soruları Cevaplayabiliyor
OpenAI şirketinin ürünü olan GPT-3 isimli yapay zekâ teknolojisi şiir yazabiliyor, metin çevirebiliyor, diyalog kurabiliyor hatta soyut soruları bile cevaplayabiliyor. GPT-3, yazılım teknolojilerinde, tasarımda ve pek çok endüstride kullanılabilecek. Şu an hâlâ sınırlı sayıda kişi tarafından beta olarak kullanılıyor. GPT-3, Elon Musk ve Sam Altman tarafından kurulan OpenAI’in üzerinde birkaç yıldır çalışma yürüttüğü bir yapay zekâ teknolojisi. Bir başka deyişle OpenAI’ın 2015 yılında bir milyar dolardan fazla bir yatırımla toplum yararına insan düzeyinde yapay zekâ teknolojisi üretmek için ortaya çıkardığı son icadı.
GPT-3’ün Reddit Üyeliği ve İnsan Taklidi
Yapay zekanın hemen her konuda mantıklı yanıtlar verebildiğinin son örneği ise popüler sosyal medya sitesi reddit’in bir alt sayfası olan r/AskReddit’te sıra dışı yaşanan bir olay oldu. r/Askreddit yeni bir kullanıcıyla tanıştı. thegentlemetre lakaplı bu kullanıcı yoğun, uzun ve düşünülmüş cevapları başlıklar yayınlandıktan 1 dakika gibi çok kısa sürelerde paylaştı. Ancak bu cevapların yapay bir zekaya ait olabileceği 1 hafta boyunca fark edilmedi. Sonrasında thegentlemetre kullanıcısının OpenAI tarafından piyasaya sürülen GPT-3 ile geliştirilen bir yapay zeka olduğu anlaşıldı. GPT-3’ün verdiği cevaplar çok çeşitli ve ilginçti. Bunlar arasında ölüm, komplo teorileri ve illuminati de yer alıyor. Yapay bir zekanın hassas ve ağır konularda cevaplar oluşturması kullanıcılara ürpertici geliyor.
Yapay Zekada Tarihsel Süreç
Yapay zeka kavramı ilk olarak 1956 yılında Dortmund Konferansı’nda John McCarthy, Marvin L. Minsky, Nathaniel Rochester ve Claude E. Shannon tarafından sunulan bir öneri mektubunda dile getirildi. Ancak bu kavramın mucidi olarak John McCarthy kabul ediliyor. McCarthy yapay zekayı, “insan benzeri zeki makineler özellikle de zeki bilgisayar programları yapma bilimi ve mühendisliği” olarak ifade ediyor.
1950’lilerin ardından bilgisayar alanındaki yenilikler hızla devam ederken 1990’lara gelindiğinde, yapay sinir ağları ve sibernetik alanında insan beynini taklit edilerek yapay zekaya yeni bir boyut kazandırıldı. 1997 yılında dünya satranç şampiyonu Gary Kasparov’u IBM tarafından geliştirilen Deep Blue’nun yenmesi akıllı makineler konusunda bilim kurgu filimlerinden farklı olarak toplumsal bir farkındalık yarattı. 2000’li yılların başlarında MIT tarafından Kısmet adlı rapotun geliştirilmesi de yapay zeka alanındaki önemli adımlardan biri oldu. Bugün hayatımızda sıklıkla duyduğumuz kişisel asistanlar, sürücüsüz araçlar, sanal sınıflar, hasta takip sistemleri, yüz tanıma ve otomasyon hayatımızı kolaylaştırmak için sürekli geliştirilen ve güncellenen yapay zeka uygulamalarına dönüştü.
Bilgisayar tabanlı sistemlerin insanın düşünce ve davranışlarına benzetilmesi üzerine yapılan yeniliklerle daha da geliştirilen yapay zeka, doğadan da esintiler taşıyarak artık sınır tanımıyor. GPT-3’ün bir makale kaleme almasının ardından yapay zeka kulvarındaki çalışmaların insanoğlunu şaşırtmaya devam edeceği ve geleceğini nasıl şekillendireceği merak konusu olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Yapay zekanın yazısının İngilizce olarak tamamı Guardian’ın sayfasında.