Arkas Akademi’nin geçtiğimiz aylarda başlattığı “İç Denizimize Yolculuk Koçluk Programı” dahilinde Arkas News’in bu ayki Konuşmacı Köşesi’nin konuğu Denizcilik Grubu İK Koordinatörü İnci Südemen. Südemen, içimizdeki keşfin ancak onu dinlemekle olabileceğini söyleyerek kendi yaşamından kesitler eşliğinde koçluk programının faydalarına değiniyor…
İdealist bir şekilde büyütülmüş bir 80’ler çocuğu ve Y kuşağı bir birey olarak yıllarca süren sınav maratonundan çıkıp kendimi keşfetme yoluna ancak üniversite yıllarımda girebilmiştim.
2003 yılında o çok istediğim ODTÜ’ye nihayet kavuşmuş; hem kendimi, potansiyelimi keşfetmeye hem de dünyaya bakışımı değiştiren bir bölümde hayatı ve insanları anlamlandırmaya çalışıyordum. Sosyal bilimler okuyor olmanın entellektüel tatminini ve harika kampüsün tadını doyasıya yaşayarak 2008 yılında onur derecesiyle mezun oldum. 2008…Ekonomik kriz… Ne gerek vardı güzelim Ankara’dan İstanbul’a gelip öyle belirsiz bir dönemde iş aramaya? 2 yıl daha yüksek lisans öğrencisi olarak saha çalışmalarına katılabilir hayata ve insanlara dair farklı bakış açıları edinebilirdim…
Nihayet üniversite öğrenimimi yüksek lisans ile taçlandırmış ve her yeni mezun gibi İstanbu’un yolunu tutmuştum. Derken 2011 yılında yolum Arkas ile kesişti ve Arkas Akademi’de büyük bir heyecanla işe başlamıştım. Ne şanslıymışım ki Arkas gibi bir firmada ve de iş tatmini yüksek bir departmanda işe girmiş ve kısa zamanda İnsan Kaynakları birimine transfer olmuştum. Kısa zamanda kariyerim adına güzel gelişmeler olmuş, uluslararası acentelerin İK yapılanmasını devralmıştım. Böylelikle büyük bir organizasyonda farklı kültür ve dilde insanlarla iş yapma ve yaptığım işlere yaratıcılığımı koyma fırsatı bulmuştum.
Özetle ve şükürle bulunduğum koşullardan ve yaptığım seçimlerden memnundum. Çok verimli geçen yılların ardından 32 olduğumda artık annelik duygusunu tatmanın ve ailemizin genişlemesinin vakti gelmişti. Zorlukları da güzellikleri de bugüne kadar deneyimlediğim hiçbir şeye benzemiyordu. Deyim yerindeyse farklı bir gezegene ışınlanmış ve tüm doğru ve yanlışlarım değişmişti. Hayattaki tüm sorumluluklarımın tepesine hiç tecrübemin olmadığı büyük bir görev eklenmişti. İş ve özel yaşam dengesini korumak için hayli çaba sarfettiğim bir dönemde hayatıma koçluk girdi, 6 ay süren eğitimi tamamladım. Tabi ki ortada sihirli değnek yoktu ama sihirli olan hayat gailesi içinde tam da yolun yarısına gelmişken kendinle buluşabilmek ve anlam arayışı içinde olan biteni farklı bir gözle görebiliyor olmaktı.
“İnsan varlığının tek amacı, saf varoluş karanlığında bir anlam ışığı yakabilmektir” der Carl Gustave Jung. Her insan doğası gereği anlam arar ve anlam yaratmaya çabalar. Koçluk, bu arzularımızı bilinçli tercihler yaparak gerçekleştirmemizde bize yol gösterir. Bizim için olmazsa olmazları ve onlarla ne kadar uyumlu bir hayat yaşadığımızı anlamamıza; hayata bakış açılarımızı değiştirip çoğaltarak zihnimizdeki sıkışmışlığı çözmemize; hayatın akışına eşlik ederek ve an’ı deneyimleyerek kendimiz olmaya izin verdiğimizde ortaya çıkan duyguları keşfetmemize yardımcı olur.
Hayatın her alanına etki ettiği gibi iş yaşamında da yaptığımız işe anlam katma ve özgünlüğümüzü yansıtma fırsatı verir bize. Olaylara bakış açılarımızı genişletmemize ve bu sayede farklı işbirlikleri ve çözümler üretmemize olanak sağlar. Kendi kendimizi motive edebilmeyi, öz disiplinimizi geliştirmeyi ve çevremizle olan bağımızı derinleştirmeyi beraberinde getirir. Profesyonel hayatta iş tatmini yaşamak, hedeflerini belirlemek ve bu yolda ilerlemek için tüm kaynaklara sahip olduğumuz inancı ile kişisel farkındalığımızı ve sosyal becerilerimizi koçluk alarak geliştirebiliriz.
Arkas İç Koçluk Programı ile kendi hikayesini yazmak ve potansiyelini keşfetmek isteyen herkesi bekliyoruz. Mevlana’nın dediği gibi “Bulanlar, ancak arayanlardır. Aradığın ilham içinde duruyor; sadece sessiz ol ve dinle.”