Demet Cengiz
Kalbini bir güvercine kaptıran dünyanın efendisi
Gelmiş geçmiş en büyük mucit, modern dünyadaki pek çok teknolojinin babası, enerjinin efendisi Nikola Tesla’nın ‘sıra dışı’ deyimini çöpe attıran yerin dibiyle göğün zirvesi arasında geçen ibretlik yaşamı… Hayranlık uyandıran dehası ile dehşete düşüren dünyevi acemiliği arasında bir çalkalanış…
Alternatif akım, radyo, x ışınları, kablosuz iletişim, cep telefonu, elektron mikroskobu, mikrodalga fırın, otomobillerdeki ateşleme sistemi, floresan, hız ölçer, neon ışık, MR cihazı, lazer teknolojisi, robotlar, düşünen makineler ve daha pek çoğu ya Nikola Tesla’nın icadı ya patenti ona ait ya da onun teorileri kaynak alınarak üretildi. Çağının çok çok ötesine giden bu dehayı her yönüyle anlamak hiç kolay değil. Gelin en başa gidelim.
Bugün Hırvatistan (o zamanlar Avusturya İmparatorluğu) sınırlarında yer alan Sırp kasabası Smiljan’da 1856 yılında doğdu Nikola Tesla. Dindar bir aileye sahipti. Hem babası Ortodoks rahipti hem de annesinin babası. Nikola Tesla’yı incelemeden önce annesi Duka’ya bir göz atmakta fayda var. Duka hiçbir eğitim almadığı halde, evde çeşitli araç-gereçler ve mekanik aletler yapıyordu; uzun şiirleri ezbere okuyordu. Nikola Tesla’nın fotoğrafik hafızası, zekâsı ve yaratıcılığı kesinlikle annesinden geliyordu. Beş çocuklu kalabalık bir ailede doğan Nikola Tesla’nın ilk büyük travması ağabeyi Dane’yle ilgili. Nikola 5 yaşındayken -kimilerine göre onun ürküttüğü- bir at Dane’yi sırtından attı. Dane’nin ölümü Nikola’yı derinden sarsmıştı. Diğer büyük etkiyi ise 14 yaşında lisede matematik ve fizik dersleri aldığı öğretmeni yaptı. Bir kez o büyülü dünyaya girmişti ve kafasında yapabildiği büyük hesaplar, çözdüğü problemler öğretmenlerini hayrete kimi zaman ise şüpheye düşürüyordu. Dört yıllık eğitimi üç yılda tamamlamış parlak bir öğrenciydi; sırtı yere gelmezdi.
Kolera Sayesinde Mühendislik
1873 yılında lise mezunu olarak Smiljan’a döndü ve dokuz ay yatacağı koleraya yakalandı. Hep kendisi gibi rahip olmasını isteyen babasını ölüm döşeğinde ikna etti. Ayağa kalkarsa babası mühendislik okuluna göndermeye söz verdi. Fakat önünde tamamlaması gereken zorunlu bir görev vardı: Askerlik. Kaçmayı tercih etti. Tomingaj’da avcı kıyafetleri giyerek dolaştı. Bu deneyimi onu hem zihinsel hem de fiziksel olarak güçlendirdi. Mark Twain okumanın onu iyileştirdiğini düşünüyordu. Yıl 1875’ti ve Tesla, Graz’daki Politeknik okuluna girdi. Günlerini ve gecelerini deli gibi ders çalışarak geçirdi. Babası okuldaki profesörleri, eğer okuldan çıkarılmazsa Tesla’nın çalışarak öleceği konusunda uyardı. İkinci yılında bursunu kaybedince kumar bağımlısı oldu. Üçüncü yılın ödeneğini de kumarda kaybetti. Daha sonra kumardan para kazanarak borçlarını ödedi ama hazırlıksız olduğu için sınavları geçip bir üniversite diploması alamadı. Okulu bıraktığını ailesinden gizlemek için onlarla bütün ilişkilerini kopardı. Hatta arkadaşları onun öldüğünü düşünüyordu. Babası onu buldu fakat eve götürmek istediğinde oğlu sinir krizleri geçirdi. İkameti olmadığı için bir süre sonra polis onu Gospic’e iade etti. Orada bir süre öğretmenlik yaptı. Babasının ölümünden sonra ise iki amcası Prag’da okuması için gerekli olan parayı denkleştirdi. Fakat gittiği okulda zorunlu ders olan Yunancayı bilmediği gibi Çekçe de anlamıyordu. Katıldığı derslerden hiçbir şey anlamadı Nikola.
Akım Savaşlarında İki Tarafta
1881 yılında Budapeşte’de telgraf şirketinde baş elektrikçi olarak çalışmaya başladı. Bir yıl sonra Edison’un Paris’teki şirketinde buldu kendini. O kadar göze girdi ki bütün Fransa ve Almanya’da Edison’un işlerini takip etti. 1884 yılında cebinde bir referans mektubuyla Thomas Edison’un yanında bundu kendini. Amerika’ya gitmesi de hiç kolay olmamıştı; bindiği gemide isyan çıkmış ve eşyaları çalınmıştı.
Edison hali hazırda doğru akım ile tüm dünyayı aydınlatma hayali kuruyordu. Tesla’nın alternatif akımla ilgili şahane fikirleri vardı. Edison, alternatifi bir kenara bırakmasını ve doğru akımı geliştirirse ona 50.000 dolar ödül vereceğini söyledi. Söyleneni yapan Tesla, ödülü alamadı. Edison, şaka yaptığını söyleyip Tesla’yı Amerikan mizahını anlamamakla suçladı. Anında işi bırakan Tesla, New York’ta geçinebilmek için çok ağır işlerde çalıştı. Ve soluğu Edison’un azılı rakibi George Westinghouse’un yanında aldı. Bu kez para konusunda akıllanmıştı; bir sözleşme yapmayı ihmal etmedi. İkilinin ortak çalışması sonuç vermişti; alternatif akım dünyayı aydınlatmak için seçilmişti.
Aradığı kaynağı Westinghouse’da bulan Tesla, yeni icatları üzerinde çalışıyordu. Tesla bobini onlardan biriydi. En büyük hayali kablosuz iletimdi. J.P. Morgan tarafından finanse edilen Wardenclyffe Kulesi kablosuz iletim istasyonuydu. Dünyaya ücretsiz bir biçimde kablosuz enerji aktarımını iyi bir yatırım olarak görmeyen J.P. Morgan desteğini çekince proje tamamlanamadı. Tesla’nın laboratuvarına el konuldu. Bu projenin durması onu hem mali olarak hem de ruhsal olarak çok sarstı. Mali durumu kötüleşse de icatlarına deva etti.
Delilik ve Dahilik Arasında
1915 yılında Edison ile birlikte fizik alanında Nobel ödülüne layık görüldü ama azılı düşmanıyla bu ödülü paylaşmamak için reddetti. Güvercinlerle kafayı bozmuştu. Beyaz bir güvercinin gözlerine baktığında hiçbir kaynağın üretemeyeceği bir enerji/ışık gördüğünü söylüyordu. Bu güvercine âşık olduğu da söylenir. O beyaz güvercinin ölümüyle hepten altüst oldu. Bunu her şeyin sonunu gösteren bir işaret olarak kabul etti. Artık yeni fikirler, icatlar yoktu. Hiçbir zaman evlenmedi. Çocuk sahibi olmadı.
Modern dünyanın kurucularından, pek çok teknolojiyi geliştiren veya fikir babası olan Tesla, pek çok kişiyi zengin etmesine rağmen New York’ta bir otel odasında yoksulluk içinde öldü. Bugüne kadar dünyada en çok (700 adet) patent almış kişi olmasına rağmen parayı yönetemedi. “Paranın başkaları için taşıdığı anlam, benim için bir şey ifade etmiyor” diyen birinden para yönetimi de beklememek gerek belki de. Öldüğünde geride sadece borçları ki çoğu otellerin ödenmeyen faturalarıydı ve çalışmaları kaldı. Amerikan devleti tüm çalışmalarına el koydu.
Hakkı Yıllar Sonra Teslim Edildi
Yazının başında andığım icatları veya kaynak olduğu icatlar dışında pek çok katkı yaptı modern topluma. Laboratuvarında çalışırken neden olduğu küçük çaplı depremler, büyücülük sanılan uzaktan kumandalı gemiler, sihirbazlık numarası sanılan elinde tuttuğu ampulün ışık saçması… Büyük iniş çıkışlarla dolu yaşamında en son savaşları durduracak bir silah üzerinde çalışıyordu. Hakkı yıllar sonra teslim edilen ve bilim dünyasında saygıyla incelenen Tesla, bir yandan da hem popüler kültürün hem uyduruk mistiklerin hem de komplo teorisyenlerinin ilgi odağında olmayı sürdürüyor. Elon Musk’ın elektrikli araçları için ‘Tesla’ markasını seçmesi de saygıyla yapılmış bir atıf.
“Bilim fiziksel olmayan fenomenleri incelemeye başladığı an önceki yüzyılların hepsinden hızlı ilerleme kaydedecektir. Eğer evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız enerji, frekans ve titreşim konuları üzerine düşünmelisiniz” diyen Tesla’yı mistikler sevmesin de kim sevsin?