Arkas Talks’ın konuğu olan Klinik Psikolog Beyhan Budak, psikolojik ilk yardım ve afet sonrası mental direnç hakkında bilgi verdi. Budak, toksik düşünceden arınmak gerektiğini, çok zorlu süreçlerden geçen kişilerin büyük bir bölümünün bu süreci iyileşerek atlattığını söyledi. Budak, bazı sosyal faaliyetlerin insanın kendisini toparlamasına yardım edeceğine dikkati çekti.
Arkas Akademi tarafından online olarak düzenlenen Arkas Talks’a konuşmacı olarak katılan Beyhan Budak, 06 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depreminin korku ve kaygı gibi psikolojik etkisinin sürdüğünü belirtti. İnsanların akıl sağlığından endişe edebilecek durumlar yaşayabileceğini söyleyen Budak, “Depremi yaşayanlar dahil olmak üzere böyle zorlu süreçlerden geçen bireylerin yüzde 90’ı iyileşiyor. İzi kalıyor ama yaşama adapte olmaya devam ediyorlar. İçinde bulunduğumuz bu süreçte hepimizin bir tepkisi oluyor. Kendimizi rahatlatma yönünde tepkiler veriyoruz. Ama zamanla psikolojik bu sorunlar iz bırakmaya başlıyor ve farklı bir şekilde ortaya çıkabiliyor. Sırt ağrısı ve mide ağrısını buna örnek olarak verebiliriz” dedi.
Klinik Psikolog Budak, zorlu süreçlerden geçen ve bu süreçte dışarıdan çok güçlü gibi görünen kişilerin de aslında öyle olmayabileceğini ifade etti. Herkesin bir mizacı olduğunu vurgulayan Budak, bazı kişilerin zamanla merhamet yorgunu haline gelebildiğini anımsattı. Budak, bileşik kaplar yasasına atıfta bulunarak, “Bir problemi çözemiyorsak yanlış kovayı boşaltıyoruzdur. Büyük kovayı görmüyoruzdur. Toksik düşünce denilen bir kavram var. Yaşadığınız kötü bir olayı düşünmeyi belirli bir noktadan sonra bırakmamız gerekir. Eğer düşünmeye devam edersek olumsuzlukları biriktirmeye başlarız ve zarar görürüz” şeklinde konuştu. Budak, deprem konusunda gereksiz ve aşırı bilgilerin de zararlı olabileceğine işaret ederek medya konusunda daha bilinçli davranmamız gerektiğine dikkati çekti. Beyhan Budak, zor bir dönemden sonra insanın kendini yalnızlığa itmemesi gerektiğini, böyle bir tutumun çöküşe sebep olacağının altını çizerek “Normal hayatımıza devam etmeliyiz. Paylaşmak, destek olmak, faydalı bir etkinliğe katılmak yalnız kalmaktan çok daha iyi ve sürdürülebilirdir. Bu faaliyetler, insanın kendini toparlamasına yardım eder” biçiminde konuştu.