Dünya / Bilim-Teknoloji-Yaşam

Gözlemlenebilir Kainatın Röntgeni

Almanya’daki Max Planck Enstitüsü’nde tasarlanan X ışını teleskobu eROSITA, evrenin röntgenini çekti.  Rus-Alman yapımı Spektr-RG uzay istasyonundaki teleskobun çektiği görüntüler, bilimsel dergi Astronomy and Astrophysics’te yayınlandı.

Uzaya geçtiğimiz yıl fırlatılan X-ışını teleskobunun ilk eseri yayınladı. eROSITA adlı cihazın topladığı görüntülerden, gözlemlenebilir evrenin daha önce görülmemiş bir haritası çıkarıldı. Nötron yıldızlarından kara deliklere kadar 1 milyondan fazla unsurun 6 aylık görüntüsünden oluşan harita, 30 yıllık araştırmalardan 10 kat daha fazla ayrıntı sunuyor. Almanya ve Rusya’nın ortak ürünü olan Spektrum-Röntgen-Gama (SRG) uydusuna bağlı eROSITA teleskobu 6 aydır, Dünya’dan yaklaşık 1,5 milyon kilometre uzaklıktan evreni tarıyor. Maddenin parçalara ayrıldığı sürecin bile gözler önüne serildiği elips şeklindeki haritanın merkezinde içinde bulunduğumuz Samanyolu galaksisi yer alıyor. eROSITA diğer optik teleskoplara görünmeyen bazı nesneleri tespit etmeye yarıyor. Yani patlamalar, şok dalgaları, hızlı döngüler ve aşırı çekim gibi olayları da gözlemlenebiliyor.

Kemoterapi Tarihe mi Karışıyor?

Kanserin tedavisi ile ilgili çalışmalarının ürünlerini toplamaya başladıklarını söyleyen Alman biyoteknoloji şirketi BioNTech’in kurucu ortakları Prof. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin, kanser aşılarının 2026’ya kadar piyasaya sürülebileceğine inandıklarını ifade etti.

BioNTech’in kurucuları Prof. Dr. Özlem Türeci ve Prof. Dr. Uğur Şahin, Alman Focus dergisine kanser aşısı ile ilgili beyanet verdi.  Prof. Şahin, akciğer kanseri türüne karşı bir antikor ve metastaz yapmış meme kanserine karşı bir antikor ilaç konjugatı (ADC) adayının onay için uygun hale geldiğini söyledi. 30 kanser çeşidine karşı klinik araştırmaların sürdüğünü ve başarılı sonuçlar elde edildiğini ifade eden Şahin, 2030’a kadar geniş bir kanser tedavisi portföyü hedeflediklerine işaret etti. Prof Türeci ise bireyselleştirilmiş kanser tedavisine yoğunlaştıkşarını vurguladı. Türeci, ilerleyen yıllarda kemoterapiye gerek kalmayabileceğini dile getirdi.

Avrupa’nın En Gizemli Yapısı

Baltık kıyısında 971 metre uzunluğunda ve 300 dev kayadan oluşan yapı Avrupa’da heyecan yarattı. Almanya’nın Batı Baltık Denizi kıyısında yer alan taş devri duvarının 10 bin yıldan uzun bir süre önce inşa edildiği tahmin ediliyor. Duvarın, hayvanları yakalamak için tuzak amaçlı kullanıldığı sanılıyor.

Araştırmacılar, Almanya’nın Baltık kıyılarında dalgaların altında keşfedilen taş devri duvarının Avrupa’da insanlar tarafından inşa edilmiş bilinen en eski mega yapı olabileceğini belirtiyor. Mecklenburg Körfezi’nde deniz tabanı boyunca yaklaşık bir kilometre boyunca uzanan duvarla ilgili toplanan veriler yaklaşık 971 metreye yayılan yaklaşık 1.670 ayrı taştan oluşan uzun bir alanı ortaya çıkardı. Yapı yaklaşık 10 km açıkta bir öğrenci gezisi sırasında, araştırma gemisinin multibeam sonar sistemini çalıştırılması sırasında tesadüfen fark edildi. Blinkerwall adı verilen yapının, hareket ettirilmesi zor 300 büyük kayayı birbirine bağladığı belirlendi. Heyecan verici bir keşif olarak yorumlanan su altındaki buı duvarın 10 bin yıldan daha uzun bir süre önce avcı-toplayıcılar tarafından göl veya bataklığın yanındaki karada inşa edildiği öngörülüyor.

Metni Videoya Dönüştüren Yapay Zeka Teknolojisi

Yapay zeka şirketi OpenAI, Sora adlı video üretim teknolojisi ile büyük yankı uyandırdı. Yazılı metni videoya dönüştüren yapay zeka teknolojisi ulaştığı gerçeklik seviyesiyle ilgi odağı oldu.

Büyük ilerlemeler kaydeden yapay zeka teknolojisi fotoğraf, çizim ve şiir üretebilecek bir noktaya evrildi. Bu alandaki yeni gelişme ise Sora adı verilen yapay zeka teknolojisinin yazılı metni büyük bir gerçeklikle videoya dönüştürebilmesi. OpenAI, bu teknolojiyi elde etmek için yapay zekaya hareket halindeki dünyanın öğretildiğini açıkladı. Şirket, kullanıcıların bir dakika uzunluğunda videolar üretebileceğini duyurdu. OpenAI, meydana gelebilecek tehlikeleri önlemek amacıyla Sora’nın önceliklile profesyoneller tarafından test edileceğini paylaştı. Zira yapay zeka teknolojisi zararlı içeriklerin üretilmesinde kullanılabiliyor. Yapay zeka şirketi, Sora’yı tasarım ve sineme kulvarı gibi görsel içeriklerle uğraşan kişilere öncelikli olarak açıyor.

Sora’nın karmaşık sahnelere yanıt verebilecek yeterliliğe sahip olduğunu bildiren OpenAI, ilgili  videoları da paylaştı. Bunlardan birinde “Tokyo’da deri ceketli bir kadının siyah ayakkabılarla, şehir ışıkları arasında yürümesini içeren” video isteğinin gerçeğe çok yakın şekilde üretildiği görülüyor.

Diğer yandan OpenAI’ın CEO’su Sam Altman, yapay zeka sistemlerinde kontrol mekanizması olması gerektiğini söylüyor. Kontrol mekanizması olmadan topluma sunulan yapay zeka sistemlerinin büyük tehlikelere sebebiyet verebileceğini belirten Altman, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) gibi bir yapının oluşturularak yapay zeka uygulamalarının denetlemesi çağrısında bulundu.

Nükleer Füzyon Çalışmalarında Yeni Bir Aşama

İngiltere’de yapılan bir deneyde rekor seviyede enerji üretildi. JET adlı laboratuvarda yapılan deneyde nükleer füzyon kullanılarak devasa bir enerji üretildiği açıklandı. 40 yılı aşkın süredir füzyon araştırmalarının yapıldığı JET laboratuvarında çalışan Avrupalı bilim insanları, “daha önce hiç yapmadığımız şeyleri başardık” diyor.

Atomların birleşmesiyle oluşan füzyon, Güneş ve diğer yıldızların da enerji üretmesini sağlayan bir süreç olarak bilimin araştırma konuları arasında yer alıyor. Bilim insanları uzun süredir bu yöntem ile yüksek enerji üretmeyi denerken, aynı zamanda çevreci unsurları da göz önünde bulunduruyor. JET deneyinde 5 saniye boyunca 69 megajul enerji üretildi. Bu da yalnızca 4-5 banyoyu ısıtmaya yetiyor. Nükleer füzyonun kullanıldığı enerji santralleri henüz uzak bir hayal fakat her deney insanlığı bu hedefe daha da yaklaştırıyor. Imperial College London’da Uzay, Plazma ve İklim Araştırma Grubu Başkanı Prof. Stuart Mangles, JET’in çalışmasından elde edilen yeni sonuçlar çok heyecan verici olduğunu belirtiyor. Bu sonucun uluslararası işbirliğinin gücünü gösterdiğini söyleyen Mangles, Avrupa’nın dört bir yanından yüzlerce bilim insanı ve mühendisin çalışmaları sayaesinde bu sonuçların elde edildiğini vurguluyor.

Nükleer füzyon sürecinde küçük atom parçacıkları ısınıp bir araya gelmeye zorlanıyor ve böylece daha ağır bir parçacık oluşuyor ve yararlı enerji açığa çıkıyor. Bu süreç başarılı bir şekilde ticari düzeye çıkarılırsa sonsuz miktarda temiz enerji üretimi sağlanabileceği belirtiliyor.

Türkiye’nin İlk Astronotu Alper Gezeravcı ISS’deki Görevini Tamamladı

İlk Türk astronot Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki (ISS) görevini tamamlayarak yurda döndü. ABD’deki kontrollerinin ardından Gezeravcı, Cumhurbaşkanlığına ait uçakla Ankara Esenboğa Havalimanı’na geldi.

Esenboğa’da karşılama ekibinde yer alan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır burada Gezeravcı ile basın toplantısı düzenledi. Bakan Kacır, Gezeravcı’nın gerçekleştirdiği uzay bilim misyonunun bir ilk ama son olmayacağını vurgulayarak, “Kendi uzay sistemlerimizi uzaya taşımayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu. Gezeravcı ise “Görevin başlangıç anından itibaren konulan hedef, hayallerimizin sınırını teşkil eden gökyüzündeki sınırları bertaraf eden hedefleri gerçekleştirmiş olmanın gururu ile ülkeme döndüm” dedi.  Kapsülün içi kısıtlı bir alan olduğunu ve oradan daha büyük bir alana geçiş yaptığımızda da sıkıntı yaşayabileceklerinin kendilerine söylendiğini kaydeden Gezeravcı, orada da bir sorun yaşamadığının altını çizerek birinci saatten itibaren deney çalışmalarının kurulumunu yapmaya başladığını dile getirdi.

Alper Gezeravcı’yı Esenboğa Havalimanı’nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da kabul etti. Gezeravcı ISS’de kaldığı 18 gün süresince yanında bulundurduğu Türk bayrağını ve “Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonu” yazan peçi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takdim etti.

Kâşif Robot Böcekler

Son yıllarda sürü hâlinde hareket edebilen robot böceklerin geliştirilmesine yönelik çalışmalar hızlanıyor. Bu robotlardan birkaçı bozulsa bile keşif çalışması yarım kalmıyor ve hatta kısa zamanda daha geniş alanları araştırmak mümkün olabiliyor.

Ulaşması zor ve tehlikeli yerlerin araştırılmasınsa kullanılan kâşif robotlar yaygınlınlık kazanıyor. Fakat Opportunity keşif robotunda olduğu gibi bu robotlar bozulduğunda araştırma yarım kalabiliyor. Yakın zamanda  California State ve Northridge üniversitesinden Prof. Dr. Nhut Ho, robot böcek projesiyle ABD hükümetinden 538 bin dolarlık bir ödül aldı. Karınca gibi sürü hâlinde yaşayan canlılardan ilham alınarak geliştirilen projeyle, otonom olarak çalışan robot böcekler Mars gibi dünya dışı gezegenlerin keşfinde kullanılabilecek. Ayrıca bu böcekler dünyada ulaşımı zor maden ve yer altı mağaraları gibi alanların araştırılmasında da yer alabilecek. Benzer projelerin önümüzdeki yıllarda yaygınlık kazanacağı düşünülüyor.

Kaynaklar
https://www.bbc.com/turkce/articles/cv27pg0kv22o
https://www.aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/turkiyenin-ilk-astronotu-alper-gezeravci-yurda-dondu/3134637
https://www.indyturk.com/node/696146/bi%CC%87li%CC%87m/bilim-insanlar%C4%B1-evrenin-r%C3%B6ntgenini-%C3%A7ekti
https://tr.euronews.com/2020/06/25/evreni-bir-de-x-s-nlar-yla-gorun-gozlemlenebilir-kainat-n-yeni-haritas
https://www.ntv.com.tr/saglik/kemoterapi-tarihe-karisabilir-kanser-asisinda-tarih-belli-oldu,MNeUo_TspUOQxoDWW-SgOQ
https://www.sciencealert.com/mysterious-ancient-megastructure-discovered-lurking-beneath-the-baltic-sea
https://gazeteoksijen.com/bilim-ve-teknoloji/2023un-en-populer-10-yapay-zeka-araci-198004
https://www.cumhuriyet.com.tr/bilim-teknoloji/sora-yazili-metni-videoya-donusturen-yapay-zeka-teknolojisi-buyuk-ses-2175868?utm_medium=KategoriSayfasi&utm_source=KategoriSayfasi
https://bilimteknik.tubitak.gov.tr/system/files/makale/46_kasif_robot.pdf